Sen!
Gölgelerde saklı halk,
O kara, kudurmuş gecelerden,
Sağ çıktığını unutma!
Gizlense de cismin,
Denizlerin duruluğunda,
Vuruyor aksin,
Güneşin altın ışıklarına,
Setenay çiçeği gibi,
Arı, duru ve vakur.
Kim demiş ki bitmez gece,
Olsa da aldanışlar korkakça,
Başkaldırılar toprak sessizliğinde,
İhanetler gizlese de puslu gecelere,
Söyle Setenay, söyle,
Yarmadı mı karanlığı Nesren Jake,
Sunmadı mı aydınlığı,
Gelecek nesillere,
Sosrıkua ile omuz omuza,
Açılmaz denen kördüğüm,
Gordion’da kesilmedi mi bir hamlede,
Hep sen koymadın mı Xase’de son noktayı,
Gunda, Melicipkhu
Her bir parmağında kaç marifet dökerler ortaya,
Nasıl ki Adiyuf,
Yol gösterdiyse karanlık gecelerde,
Laşin nasıl vurduysa er kişileri yere,
Tırgetavu başkaldırdı ise içten ihanetlere,
Şimdi yetişsin,
Yetişsin bir kere,
Halk adına özgür analar,
Doğacak işte o zaman,
Halk için özgür insan,
Tlepş’in ocağından henüz çıkmış,
Işıl ışıl, kor alev bir kama gibi,
O zaman işte, o zaman
Bataklığına geri dönecek
Tüm o çamurdan sözler,
Yeni bir tan ağaracak,
Güneşin o kutsal ışıltısında,
O gelecek;
O genç kuşaklar,
Omuz omuza bütün bir halk,
Dağılacak o sarp yolların,
Zifiri karanlığı,
Öz gücüne dayanıp,
Korkusuzca yürüyecek işte,
Bu halk; ölüme değil
Yaşama adanmış…