Vladimir Putin’in imparatorluk arzusu

0
929

Tüm dünyada insanlar Rusya’nın Kırım’ı ilhakının ardından endişeli şekilde “Moskova daha nereye gidecek? Vladimir Putin gerçekte ne istiyor?” diye sormaya başladı

Vladimir Putin’in imparatorluk arzusu

Oleg Shynkarenko*

Tüm dünyada insanlar Rusya’nın Kırım’ı ilhakının ardından endişeli şekilde “Moskova daha nereye gidecek? Vladimir Putin gerçekte ne istiyor?” diye sormaya başladı. Bu soruların cevabına Putin’i destekleyenlerin cümlelerinde rastlayabilirsiniz.

Moskova merkezli bir Tv kanalı Sivastopol’daki Nahimov Deniz Harp Okulu’nda eski savaşçılarla bir röportaj yaptı. Onlar da Putin gibi eski günleri özlemişti. İçlerinden biri, “Sovyetler Birliği’nin dağılması yüzünden Odessa ve Baltık’ın bir bölümünü kaybetmiştik. Ama şimdiki başkomutanımız (Putin), eski Sovyet arazilerini topluyor. Ona güveniyoruz” dedi. Rusya Federasyonu hükümetinin Uluslararası Hukuk Departmanı araştırmacılarından Roman Kokorev daha d ileri giderek “Bir sonraki duraklar Moldova ve tüm Ukrayna’dır” diyor ve eski Sovyetler Birliği’nin tüm bölgelerini geri istiyor. Baltık ülkelerini, Finlandiya ve Polonya’yı da istiyor, “Alaska da geri alınacak, çünkü tüm bu araziler Rus topraklarıdır” diye yazıyor.

Gazeteci ve siyaset bilimci Alexander Morozov ise bir makalesinde “Putin ve onu izleyenler, batı sermayesinden vazgeçecek kadar ‘devrimci’ bir zihniyete bürünerek, toplum desteği almak için kahramanlık, fedakarlık ve şehitliğe endeksli bir ‘politik efsane’ye bel bağladılar. Bu efsanenin zehirlediği insanların ‘Kırım bizimdir’ demekten başka yapacakları bir şey yoktur” diyor.

Morozov, Kremlin’in Baltık ülkeleri sınırlarına birlikler göndererek NATO birliklerinin çekilmesini talep edebileceğini söylüyor. “Artık böyle adımlar atmasına hiçbir şey engel olamaz, çünkü hamleler siyasi akılcılıktan değil devrimci mantıktan kaynaklanıyor. Çünkü kendi evinde kaba kuvvet kullanmaya alışanlar sonuna kadar gitmeyi dener” diyor.

Anlaşılan o ki Ruslar, Rusya İmparatorluğu’nu oluşturan arazileri tekrar bir araya getirmek arzusundalar. Putin’in destekçileri için bu durum manevi bir görev haline gelmiş. Rus medyası bu göreve ikna etmek için iki söylem kullanıyor: Ruslar arasındaki “Manevi Bağlar” ve “Batının Rüşvetiyle Ayartılanlar”a direniş… Bu propaganda Ruslar arasında, doğdukları yer ve konuştukları dil nedeniyle ayrıcalıklı oldukları algısı yaratıyor ve giderek “kimsenin açıklayamadığı bir mükemmellik” noktasına götürüyor.

İnternetteki bağımsız haber kaynaklarına rağmen halkın yüzde 75’i Tv kanallarındaki propaganda programlarını izliyor. Rusya Ana sıvazlıyor ve cıvıldıyor, ne kadar ayrıcalıklı oldukları mesajını vererek dürtüyor ve teşvik ediyor. Olanları ancak “Batının Rüşvetiyle Ayartılanlar” sorgular.

Bir ideolog olan Sergey Kurginyan, “SSCB 2.0.” adını verdiği örnekte Rus üstünlüğünü göz önüne seriyor. “Ülkemizin içinde yaşayabileceği en uygun model eşit halkların birliğinden oluşan bir imparatorluktur” diyen Kurginyan, Rus halkının merkezde ve yönetimde yer aldığı bir devlet modeli öneriyor.

“Putin ne istiyor?” sorusunun cevabı çok basit: Kendisini destekleyen yüzde 75’lik nüfus oranını muhafaza etmek. Bunu yapmanın tek yolu ise “Rusların Allah vergisi üstünlükleri” efsanesini beslemek ve sürdürmektir. Askeri seferler işe yarıyor. Tv’deki uyuşturan tartışmalar da işe yarıyor. Bu ikisi bir araya gelince de bugün geldiğimiz noktaya varıyoruz işte…

(thedailybeast.com)

*Ukraynalı gazeteci yazar

Çeviri: Serap Canbek

Sayı :

Yayınlanma Tarihi: 0000-00-00 00:00:00