Oubykh Mektupları Mart 2013

0
1789

Adaşım, dedesiyle adaşmış. Öğreniyorum ben de… Yunanistan’a giden Abhazlardan…

Sanırım bu son olacak, mektubunu yazacağım başka bir şey hatırlamıyorum, bana anlatılanlardan…

Dileriz artık hatırlamaz, deniyor muhakkak. Gelirse yine gider zarfı kapalı… Evinden, gecelikle çıkan kızın hikayesinden…

Haber gelmiş, Düzce üzerinden. Evleri yakıyorlar diye… Evlerimizi yakıyorlar diye… Atlılar getirmiş haberi… Atlıların peşinden, yakanlar gelmiş.

Yanarken evi, küçük kızın… Gözlerinde yaş varmış. Geceliğiyle evini izliyormuş. Yanan evini… Babasının resimleri kül olmuş. Çok sevdiği mavi eteğini bir daha görememiş.

Gittiklerinde, Elefteria çok yardımcı olmuş ona… Çok iyi arkadaş olmuşlar. Dönerlerken çok ağlamış Elefteria…

Çok iyi mızıka çalardı. Çok iyi ud çalardı. Acılar bazen mızıka çaldırtmaz insanlara… Can acısından sonra bir defa çaldı sadece… Ben istedim diye, kasete kaydetmek için. Çaldığını defalarca dinlemek için. Defalarca dinlemek için…

Dinledikten sonra… Bana çaldığını çalıyorum. Birazcık…
Adliye Köyü’nde çok çalınırmış, bana çaldığı. Ud çalarken hiç dinlemedim. Eminim, aynı mızıka gibi çalıyordu. Kader birliği edenler kopmadılar birbirlerinden, döndükten sonra… Meliha’nın cenazesinden çıkıp, Anastasia’nın cenazesine yetişmişti…

Geceliğiyle çıktı köy evinden, yangında… Seneler sonra yine çıktı köy evinden, yine gecelikle, depremde… Seneler sonra, deprem oldu yine… Bu sefer çıkamadı evinden…

Mızıkayı benim için çalarken, çekebildim fotoğrafını… Beyaz saçları ile…

Güneş her gün batıyor, her gün doğuyor. Yarın, bugün batan güneşin doğmayacağını bilsem, batarken bugün o güneş, son defa görmek isterim.

Gelen her cevap, güneş hiç batmayacak dedirtiyor bana…

oubykh@hotmail.com

 

Sayı: 2013 03