Çerkesler ayıp (haynape) ile yaşarlar.
Toplum içinde yüksek sesle konuşmak ayıptır, eşinden ismi ile bahsetmek ayıptır, yemeğe önce başlamak ayıptır, başköşeye oturmak ayıptır, çocuğunu kucağına almak ayıptır. Sosyal yaşam içerisinde bencillik ayıptır.
Siyaset yapmak ayıp değildir ancak kendi kimliğinle yaparsan ayıptır. Asimile olur, erir gider, kendini kendin dışında herkese adarsan, başkaları için siyaset yaparsan “erdem”dir. İşte bu son tavır gelenek değil uyduruk bir algıdır. Kimliksizliktir. Yok oluştur.
Yelpazenin her tarafındaki siyasilerin Çerkeslere “Aaa siz bizim öz kardeşimizsiniz, o kadar kardeşiz ki sizi Çerkes dahi saymıyoruz, kardeş sayıyoruz” telkinlerine tutunabilme adanmışlığı, muhacir ruh hali ve köy kurnazlarının geleneksel yapıya yaslanan algı yönetimi eklenince, kendi adına siyasi arenaya çıkan Çerkesin vay haline.
Vurun abalıya.
Şimdiye kadar MHP’nin, AKP’nin, CHP’nin içerisinde “ben de Çerkesim ve siyaset yapıyorum” diye yüksek sesle ifade eden, dokuz ışık doktrinlerinden kızıl elma sevdalılarına, Türk ulusalcı çizgisinin önder Çerkeslerine verilmeyen tepki ; “Halkların yanında halkız, Türkiye halklarının sesine ses katmaya kararlıyız, kendi kimliğimiz ve sesimizin çıktığı oranda yeni ve özgür bir Türkiye için sahnedeyiz” diyen Çerkeslere gösterilmektedir. Üstelik kendi halkını, kendi çocukları taşıyor.
Kimliği ile siyasi arenaya çıkan Çerkeslerin geçmişte kendi halkının genel itibari ile statükodan yana siyaset yaptıklarını, kimliğini dışarıya asıp siyaset salonlarına öyle girdiklerini bilmiyorlar mıydı? Ya da halkının bir bölümü tarafından marjinal ilan edileceklerini, siyasi linçlere tabi tutulacaklarını, kötü çocuk olacaklarını bilmiyorlar mıydı?
Emin olun biliyorlardı.
Kötü sandığınız çocuklar, Çerkes halkının diasporada varlığını tüm Türkiye halkları ile beraber ve özgürce sürdürebilmesi için elinden geleni yapmaya devam edecekler. Türkiye halkları; kimliği, dili ve kültürü ile kişilikli bir birlikteliği hayata geçirmeyi başaracaktır. Gelecek barış içinde inşa edilecekse tek yolu çok kültürlü eşit yurttaşlıktan geçer. Bu süreçteki her halkın, her ferdin tutumunu ise tarih yazacaktır.
Bir Kürt dostumun söylediği gibi “Çerkes aydınının işi çok daha zor” ancak, kendisi gibi Kürt dostlarımın, Demirtaş gibi açık yüreklilerin, Garo gibi Ermeni dostların, Kristin gibi Süryani arkadaşların, Hüda Kaya gibi türbanlı ve aydınlık kafaların cesareti ve kararlığı ölçüsünde Çerkeslerin de içerisinden sökün edip gelen, “+1” diye mesaj gönderenlerin arttığını görmek, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.
Açıkçası yeni bir Türkiye’de, barıştan yana, özgür ve bir o kadar renkli, kimliklere ve değerlere saygılı bir gelecekte yaşamak konusunda HDP bize umut veriyor.