“ADIGE” İSMİNİN KADİM KUŞATICILIĞI (4)

0
4189

“ADIGE” İSMİNİN KADİM KUŞATICILIĞI (4)

Bazı kelimeleri ses eksenli okumaya devam edelim. En otokton seslerden bazıları da K- xh-ğ sesleri eksenli okumalarla yazımızı sürdürmeye çalışalım. Temelde aynı anlamı içeren kelimeler bazen bir dilin kendi içerisinde, bazen de farklı dillerde telaffuz farklılıkları gösterebilmiştir. Genellikle bu sesler, çıkış yerleri aynı ve ya çok yakın olanlardır.

Kur’an-ı Kerim’de; “فَيَكُونُ كُنْ (Kun feyekun-кун фээкун): Ol dedi, oluverdi, ifadesi defalarca geçer. Arapçadaki Kun (olmak) kelimesi, Adıgecede xhun / хъун kelimesini n olur, olmak anlamlarını içerdiğini biliyoruz. Kelimenin kökü olan xhu / хъу fiil olarak emir kipinde ol, aynı zamanda isim olarak, erkek demektir.

Fe / фэ biri ya da bir şeyin içi anlamına gelen edattır. İngilizcedeki for kelimesinin ta kendisidir. Kelimenin sonundaki R sesi speak/er kelimesindeki -(e))r ekiyle aynıdır.

Yekûn / ехъун bir temel varlığı esas alarak, ona bağlı bir şekilde artmak, çoğalmak ve olmaktır. Ana toplam, anlamındaki yekûn kelimesi de oluşumu tamamlanmış bütün demek değil midir?

K / хъ sesinin etimolojik yolculuğu bizi en eski zamanlara götüreceği kesindir. Ancak unutmak lazımdır ki her hangi bir ses akıp giden bunca zaman içerisinde farklılıklar gösterebilmiştir. Örneğin Arapçada K sesi, Adıgecede xhı / хъы, İngilizcede X, bir başka dilde bir başka akraba ses olabilmiştir.

Hanoxh, İdris Peygamberin gerçek adı olarak bilinmektedir. Eski Ahit, Tekvin:5 “Yared 162 yaşındayken oğlu Hanoh / Хьанохъ, şeklinde bir ifade geçer. Bazı yazılarda da Hanok şeklinde yazılmaktadır. Sorunun bir nedeni de Türkçede bazı seslerin olmayışından kaynaklanmaktadır. Yanlış yazımlar ise kelimeyi orijinalinden uzaklaştırmakta ve yanlış algılara sebep olmaktadır. Ayrıca, ,Adıgecenin ses zengini bir dil olması nedeniyle, bu dildeki bütün sesler başka dillerde yeterince karşılanamamaktadır. Bu da Adıgecedeki orijinal seslerin başka dillerde karşılıklarının olmaması, o seslerin kaybına neden olabilmektedir Hanoxh’lar tarihte, Georgiy F. Turçaninov’e göre meşhur Kemirkho / Kimmerleri meydana getiren dört aileden biri olduğunu da yazar. Kelimenin sonundaki xh sesiyle, kun / xhun kelimelerinin başındaki sesler geçmişte aynı seslerdi.

Hanoxh, yani İdris, Nuh peygamberin dedesinin babası olduğu yazılır çizilir. Nuh’tan önce de Şit (Şis) vardır. Adıgecede yine ŞID diye telaffuz edilen ve orijinali ŞIT olan bir sülalenin mevcudiyeti tesadüflerle de izah edilemez. Kelime, Arapça ve Adıgecede hem isim, hem aile adı, hem ses ve anlam birliği sağlamakta ve hem de her iki dilin de ses kurallarına uymaktadır.

Şıt peygamberin ömrü ders vermek (drs), dikiş dikmek (dı), herkese yardıma koşmak, adaleti sağlamak gibi işlerle uğraştığı için yaşamı hep ayakta geçmiştir. Şıt: ayakta duran demekti. Şıs. Oturma sıfatını da yaşlılığı dönemde almış olsa gerektir.

Nuh / Nouh / Noğ peygamber insanoğlunun ikinci atası olarak bilinir. Nuh peygamber insanları Allah’ın birliğine davet ettikçe, onlar Nuh’u aralarına alır, döverler, kan revan içerisinde kalır, ağlayarak üstünü başını temizler ve halini Allah’a arz edermiş. Bundan dolayı insanlar ona çok ağlayan anlamında NOĞI/NOĞ demişler. Ğı: ağlamak.

No. Kelimeye dışsallık anamı katar. İngilizcedeki NO (hayır, Arapçadaki NA (değil)anlamındaki kelimelerin etimolojisi budur işte. Adıgecede Kaberdey diyalektiğinde fiilin başına geldiği zaman bilinen öbür taraf anlamı kazandırır. Nohı (nehı) götürüyor. Noqo: Gidiyor. Ancak gidilen öbür taraf bellidir. Eylemin hareketi özne merkezli ise Khoqo: Geliyor, şeklinde söylenir. Yön belli değil de herhangi bir taraf ise no veya kho gelmez fiil doğrudan söylenir: Hı: Götür. Qo: Git gibi. No, ön yön zarfı Adıgey diyalektiğinde birkaç kelimenin dışında işlevliğini yitirmiştir. Nuh kelimesi böylece, çok ağlayan sıfatından Noğ – Nouh-Nuh şeklinde isimleşmiştir.

Ad ı ge/ Ад ы гэ ( Adıge – Адыгэ)

Nuh peygamberden sonra yeryüzüne egemen olan toplum AD toplumudur. Bu kelime çoğu Kur’an Kerim çevirilerinde hep Nuh (Kavmi), şeklinde çevrilir. Oysa orijinal metinde, kavmi, kelimesi bir ayetin dışında geçmez. İfade hep AD olarak ifade edilir. Bu üslup tarihte, insanların kavim(Adıgece: Khawme) olmaktan çıkıp milletleşmeye başlamaları açısından önemlidir. Demek ki insanoğlu milletleşme sürecine Ad ile girmiştir.

Üçüncü tekil şahıs aitlik eki olan İ (yi)sesini bugün ince olarak telaffuz ediyoruz. Oysa eski Adıgecede İ- и/ yerine (yı-ы)şeklinde söylenirdi. Hatta bu gün bile bazı yörelerde eski şekliyle kullanılmaktadır. Tamlama eki olarak giren ses bu sestir: Kitab-ı Mukaddes, Kuvva-i Milliye gibi. Ge / гэ: Soy, sülb manasına kullanılmaktadır. Öyleyse Ad ı ge/ Ад ы гэ ( Adıge – Адыгэ) ismi, Ad’ın Soyu demektir. Bu toplumun bilenen bazı özelliklerini kısaca açıklamak isterim. 1. Nuh Tufanı’ndan sonra yeryüzüne egemen olan toplumdur.

Tarihte ilk milletleşme AD ile olmuştur.  Çok uzun boylu insanlardır.

Kendi örflerine çok düşkünler. Öyle ki Hud peygamberin ilahi bildirimlerini hiç beğenmezler. Atalarına ve kendilerine ait örflerini (xabzelerini) üstün tutarlar.

Arap yarımadasında HADRAMOUT ve AHKAF Bölgelerinde yaşamışlardır. Hadre / Hodre: Diğer. Mout: Meot. Dolayısıyla Hadre Mout (Hadramut): Diğer Maot ifadesini, sonradan gelen AD toplumu kullanmıştır. Peki, Hadramout, ifadesini kullanan Mout’lar (Meotlar) nerede yaşamaktaydılar? Bu Mout’lar bugünkü Adıgey – Maykop, Krasnodar bölgelerini içine alan Kuzey Kafkasya bölgesini yurt tutmuşlardı. Dolayısıyla sonradan gelen ikinci AD, İrem Bağlarıyla meşhur, yok olmuş olan ve Hz. Hûd’un peygamber olarak gönderildiği birinci AD’a, Diğer Mout anlamına gelen HADRAMOUT ifadesini kullanmıştır. Öyle ki MAOT: SU KENARINDA DURAN anlamına gelmektedir. Arapçadaki su anlamındaki ma’ ile Avrupa dillerinde deniz anlamına gelen mar, mer, meer, mare, meri vb. kelimeler hep aynı kökene dayanmaktadır. Tahlil edilmiş şekliyle söylersek Ma’ ut/ ма1 1от şeklinde okunur.

Birinci AD, isyan, zülüm, sapkınlık, kibir, adaletsizlik vb birçok kötü tavırlar sonucunca yok olmuşlar ve kurtulanlardan ikinci AD ve muhtemelen de bugünkü ADIGELER doğmuştur.

Tarihte yine Hût peygamber geçmektedir. Adıgelerde bu sülale adı Xhut olarak geçmektedir. İngilizlerde de Hood (Robin Hood) olarak…

Hazreti İbrahim’in babasının adı AZER Adıgece bilinen, tanına usta demektir. Kelimenin sonundaki R sesi kelimeyi isimleştirir ve belirli hale getirir” Hz. İbrahim’in babası bugünkü anlamda bir heykel tıraştır.

Heykel kelimesi Hoykel kelimesinden gelmekte olup Hoy:büyük insan, Ke:yeni, L(e):boyamak, belirli bir şekilde görünür kılmak demektir ki, büyük insan yapılı yeni şey şeklinde çevirebiliriz.

İbrahim kelimesinin etimolojisi ise bram/ brahm kelimesidir. O da bı bı /bır kelimesine dayanmaktadır. Kanat çırpma sesinin taklidi ve uçmak anlamına gelen bıbı / uşmak özgür olmak anlamında mecazidir. Hz. İbrahim özgürlüğün örneğidir. İnsanı esir eden tüm putları ve dünyevi tüm efendilere karşı koymuş ve Firavuna baş kaldırmış birisidir.

Yine Hz. İbrahim’in oğullarından Medyen’in bir oğlunun adı Hanoxh,bir diğer oğlunun adı da Abıde’dır. Abıde yine Adıgelerin Abzax boyunda bir sülaledir.

Hz. Şuayıb, iyiliği çok olmasından dolayı, şok iyilikli anlamına gelen ShIuğe yıb /ш1угъэ ыб sıfatıyla ünlenmiş ve daha sonra sıfatı isim olarak kullanılmıştır.

Ayub, Eyüb / 1Айуб imsi de Aye yib: Kötüsü çok anlamında yine sıfattan isimleştirilmiştir. Çünkü Hz. Eyüp hastalığından dolayı bütün vücudunu yara bere kaplamıştı.

Değerli okuyucular! Dört sayıdır “ADIGE” İSMİNİN KADİM KUŞATICILIĞI üzerinde durmaya çalışıyoruz. Özellikle bu dilin kadim gücünü görmemiz ve neye sahip olduğumuzu iyi kavramamız açısından yaratılış sürecindeki kelimelerden alarak yazmaya çalıştım. Ayrıca peygamberler tarihinden ve isimlerinden bazı kelimeler alarak işlemeye çalıştım. Çünkü peygamberler insanlık tarihinde hep sahnede olmuşlar, toplumlarıyla direk muhatap olmuşlar ve insanlığın hafızasında silinmez izler bırakmışlardır. Oysa ki insanın günlük heyulalarının pek kalıcı tarafı yoktur. Onun için insanlığın ilk dönemine inmek istediğinizde elinizdeki veriler kısıtlıdır: Dini metinler, rivayetler, arkeolojik kazılar, mitoloji ve dildir. Bunların da ne kadarına vakıf olduğumuz ortadadır.

Daha söylenecek çok şey var. Ancak bu yazılardan sonra ADIGE kelimesinin ne kadar önemli olduğunu anlamışsınızdır. Çünkü bu kadar zamandır süzülerek gelen bir dil ne kadar işlerlik kazanmıştır; bu kadar zamandır süzülerek gelen bir kültür ne kadar arınmıştır bir düşünün. Dünyanın bugün gelmeye çalıp bir türlü ulaşamadığı bir medeniyeti Adıgeler ezelden beri yaşamışlar, içselleştirmişler ve insanlığa miras olarak bırakmışlardır. Onun içindir ki bu dile, bu kültüre öncelikle bütün Adıgeler sahip çıkmalıdır. Bu bir borçtur. Daha sonra da tüm insanlık, ortak mirası olması nedeniyle bu dil ve kültüre sahip çıkmalıdır.

Adıge ifadesini tüm Adıge grubu, Ubyx, Abaza grubu ve Noxhçileri dahil ederek kullandığımı bir kez daha söylemeliyim. Bundan da asla ve asla iç etme mantığı gibi bir toplumsal mühendislik algısı anlaşılmamalıdır. Sadece ifademi pratik kılmak ve Adıgece eksenli düşünmemden dolayıdır. Sh1uc1e shukhan.

Sayı:
Yayınlanma Tarihi: 2014-09-18 00:00:00