Laz-Megrel Halkı

0
563

Doğu Karadeniz’de tarihin uzak derinliklerinin yerleşik halklarından olan Megrellerin-Lazların etnik kökenleri, dilleri, kültürleri, coğrafyadaki ilişkileri ve tarihleri pek az bilinmektedir. Laz-Megrel kimliğinin, dilinin yok sayılması, asimle ve inkâr edilmesi, kültürel, ekonomik, siyasi ilişkileri hep unutturulmuştur.

Laz-Megrel halkı, milattan önceki tarihlerden günümüze Karadeniz Bölgesinde yerleşik bir halktı. Kolheti topraklarında etnik oluşumlarını pekiştirmişlerdi. Kolheti kültürünün Megrel-Laz olarak adlandırılan insanları daha 6. yüzyıldan beri Karadeniz havzası topraklarında yaşıyorlardı. Doğu Karadeniz’in kıyı boyu sahillerinde yaşayan pek çok boylar gibi onlarda, antik Elenlerle çeşitli ticari ilişkiler geliştirmişlerdi. Laz-Megrellerin deniz ticareti yaptıkları, önemli pazar alanlarını komşu halklarla birlikte işlettikleri bilinmektedir.

Onlar ilk defa daha MÖ. 1. yüzyılda Kolh boyları içerisinde Laz olarak adlandırılmışlardı. Bu adı Romalılar vermişti onlara. Lazlar, Lazika Krallığı adıyla tarih sahnesinde yerlerini almışlardı. Lazika Krallığı Trabzon’un doğusundan, Çoruh’a dek Güneydoğu Karadeniz’de Roma Krallıkları döneminde egemenken, sonraları bu coğrafyayı Pontus Kralı Palemon, Lazlardan korunmak için Roma’ya bağladı. Lazika Krallığı zamanında daha 5. yüzyıldan itibaren, Roma-Bizans, Pers savaşları sırasında Megrel-Laz nüfusunun çok önemli bir kısmı yok edilmişti.

Doğu Karadeniz’de Megrel-Laz halkı bu yüzyıllarda Arap istilacılarından da etkilenmişti. O zamanlar bu istilalarla Gürcülerin Kartli (İberya) toprakları olan bu günkü Doğu Gürcistan’dan kitlesel olarak göç ettirilmiş ve bugün Gürcistan olarak tanımlanan Lazika yönetiminin topraklarına yerleşmişlerdi.

Tarihte bu topraklarda yaşayan boylardan Müslüman olanlara Laz, Hıristiyan olanlara Megrel adı bu sıralar verilmişti. Megerller- Lazlar o dönemlerden başlayarak birlikte yaşadılar. “Batı Gürcistan olarak bilinen coğrafyanın Gürcülerle tanışması çok sonradan olmuştur. İber-Kartveli- Gürcü Kralı I.Vakhtang, Pers egemenliğinden çıkarak bağımsız davranıyordu. Persler üzerine ordu gönderince Kartveli-Gürcü Kralı Tiflis’i bırakarak Lazika’ya sığınmıştı. Kartveli-Gürcülerin, Lazika krallığına geçişleri, Arapların Tiflis’i ele geçirmeleriyle yoğunluk kazanmıştır.” (Doğu Karadeniz’de Resmi İdeolojiler Kuşatması. Ali İhsan Aksamaz. Sorun Yayınları, İstanbul.)

Bu dönemlerden önce yani MÖ 4. yüzyıllarda Kartveli-Gürcistan, Perslere-İran’a bağlı onlara vergi verirken, Gürcistan sonradan Arapların eline geçti. Ama Laz Krallığının toprakları olan Karadeniz sahillerindeki Batum ve Çoruh yöreleri Bizanslıların denetimindeydi. Laz ve Kartveli toprakları uzun yüzyıllar savaşlara neden olmuştu. Roma İmparatorluğu bölgede askeri istilalarla, sürekli savaşlar çıkartmaktaydı. Roma-Bizans, Pers, Arap istilaları eksik olmadı coğrafyada. Romalılar bu topraklara girdiklerinde coğrafyada hali hazırda üç krallık vardı: Kolheti (Laz-Eğrisi) Krallığı, Karteli (İberya-Gürcü) Krallığı ve daha aşağı coğrafyada ise Albanya Krallığı. “Gürcüler, Megreller, Lazlar, Sıvanlar, Acaralar, Abhazlar, Abazalar, Güney Kafkasya’nın bugün olduğu gibi, o dönemlerde kardeş halklarıydılar. Rusların, Kafkasya’ya girebilmeleri Cengiz hanın oğulları tarafından kurulan Altın Ordu devletinin mirasçısı durumundaki Moğol Hanlıklarının ortadan kalkması sonucu gerçekleşebildi. Rusların 16. yüzyılda Astrahan Hanlığını ele geçirmeleri, onlara Hazar Denizine ulaşmanın yolunu açtı. Rusya-İran sınırı uzunca bir süre Terek nehriyle çizildi.” ( Age. A.İhsan Aksamaz.) Rusların Kafkasya’da etkili oldukları bu süreçlerde, Gürcistan olarak bilinen topraklarda birden fazla krallık kuruluydu. Bunlardan Karteli Krallığı ile İmereti Krallığı, İran denetimindeydi. Kafkas-Rus savaşları döneminde Ruslar, Kırımı ele geçirdikten sonra, Dağıstan ve Çeçenya’daki toprakları da işgal ettiler. Bu sıralar Gürcüler, Rusları kendi yöneticilerinin elleriyle bugünkü Transkafkasya’ya yerleştirmişlerdi.

Yirminci yüzyıla girildiğinde ise coğrafyada Çarlık yıkılmış, yerini Sovyet oluşumuna bırakmıştı. Artık bütün Kuzey Kafkasya ve Transkafkasya da çok farklı oluşumlar meydana gelmişti. Laz-Megrel halkı 1920 sürecinin ilk yıllarında kültürlerini, dillerini, kendilerini günlük yaşamda, basında ifade ederlerken, 1930- 1932’ye dek Megrelce günlük olarak yayımlanan Kazakişi Gazeti (Köylünün Gazetesi) yayın yaşamını sürdürmüştü. “Bu gazete hiç Gürcüce bilmeyen veya çok az Gürcüce bilen Megrelya köylüsüne yeni ideoloji ve sosyal gelişmeler hakkında bilgi vermek amacıyla yayına başladı.” (Age. A.İhsan Aksamaz). Megrelce olarak gazete çıkartırlarken, Megrel-Lazların kültürel haklarını, dillerini savunan gazete 1936’lı yıllardan sonra pratik yaşamda sonlandırılmış, Lazca-Megrelce engellenmişti. Lazca-Megrelce yayımlanan gazetenin:“Bu tarihten sonra adı değiştirildi. ‘Komunari’ oldu, yarı Megrelce-yarı Gürcüce yayın hayatına devam etti. ‘Komunari’ 1938’e kadar yayım hayatına devam etti. Bu tarihte ‘Komunari’ adı da değiştirildi ve tamamen Gürcüce olarak yayımlanmaya başladı. ‘Mebrjoli’ (Gürcüce Savaşçı) adını aldı.” (Age. A. İhsan Aksamaz.)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz