Bir valiz dolusu kitap…
Bir sırt çantası kitap daha…
…
Biri kolda, diğeri omuzda…
…
Emanet oldu kitaplar…
İçinde eski Türkçe harflerle yazılmış, anatomi kitabı bile var…
…
Kalp…
Beyin…
…
Baylan’da…
Daha kahve gelmeden söylemiştim…
Evet demişti…
…
Tahmin ettiğimi söyleyerek, onu büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştım…
…
Haftanın ilk günü…
…
Beni görünce seni arıyordum demişti…
Kalamadım yanında…
…
Tahmin ettiğimi diyemedim…
Onu, sıAkıntısından kurtaracağını düşündüğüm şeyi diyemeyecektim.
Diyemedim çünkü…
…
Kalamadım fazla yanında…
Soluğu, merdivenlerin başında aldım…
…
Akşam vakti, nefes almaya sokağa çıkan anne…
Akşam vakti, saklanacak sıcak kuytu bir yer arayan anne kedi…
…
Çok değil hepsi hafta başında oldu…
…
Bir acı kahvenin hatrı olmaz mı…
…
Bir valiz dolusu kitap…
Bir sırt çantası daha…
…
Tıp okusaydım, öğrenirdim eski Türkçe yazan kitaptan, kalbin nerede, beynin nerede olduğunu…
…
Ne diyecektim, ne diyecektim…
Diyemedi…
O diyemedi…
Ben de diyemedim…
…
Demem lazımdı…
Merdiven başında aldım soluğu…
…
Yine yeniden bir Midas hikayesi…
Midas’in kulakları eşek kulaklı…
…
Yerin üç kat altına gidiyor ses…
Göğün üç kat üstüne gidiyor ses…
…
Terledim, iyice terledim…
…
Ciğerleri yerinden oynatan öksürük sesi gelince, bir lokma ciğer, sırf yanında halka soğan olduğu için…
…
Yazı uzadı, harfler küçüldü…
Yazı kısaldı, harfler büyüdü…
…
Harfler ne kadar küçülür…
Sözcüklerin dilinden anlayan olduğu gibi, anlamayanlar da vardır…
…
Anlayanların dilinden söz, kelime, cümle…
…
Yorgan, yastık konmadan hazırlanan valiz…
Havlu, terlik olmayan valiz…
…
Yola çıkanın valizinde yer bulan kitap…
…
Yolu bulan kitap…
Bir omuzda, diğeri kolda…