Demokrasi için buluştular

0
401

Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL bahanesiyle yaşanan hak ihlallerinin önüne geçmek için bir araya gelen CHP, HDP, SHP ve BDP eski milletvekilleri ile aydın, yazar, sanatçı ve insan hakları aktivistlerinden oluşan Demokrasi İçin Birlik Hareketi’nin düzenlediği ‘Demokrasi İçin Birlik Buluşması’ (DİB), Şişli Kent Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Buluşma, CHP Eski Milletvekili Binnaz Toprak tarafından yapılan açılış konuşmasıyla başladı. Toprak, Türkiye’de bugün sol alternatif üretmenin ne kadar ihtiyaç olduğu, Türkiye’de ki sol seçmeninin var olan seçmen sayısının üçte biri kadar olduğunu dile getirdi. Toprak, böyle bir ortamda işlerinin zor olduğunu dile getirerek, “AKP ile bu milliyetçi, dinci kesimler daha da ortaya çıktı. AKP’nin gündeme getiremediği başkanlık sistemini bugün MHP hortlattı” dedi.
Anayasa Hukuku Araştırmalar Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, anayasa değişikliğinin meşru olmadığını söyleyerek, “Birçok devletin anayasasına göre sıkıyönetim döneminde değişiklik yapılamaz. Bu ortamda KHK’lar varken anayasa değişikliği yapılamaz. Bir rejim dönemine dönük anayasa değişikliği hiç yapılamaz” diye konuştu. Bulunduğumuz ortamın 12 Eylül’den daha kötü olduğunu da ifade eden Kaboğlu, “Ak Parti ortam ve koşullar ne olursa olsun dinselleştirme, ülkesel yağma ve iktidarın kişiselleştirmesine yürüyüyor. Bunun bilincinde olmalı ve teşhir etmeliyiz. Hukuku siyaset üretir ama hukuka önce siyasi aktörler uymalıdır. Seçilmişler ve hukuk arasında zıtlık yaratılıyor” dedi. Medyaya eşit giriş hakkı olmadığı ve serbest tartışma ortamı bulunmadığı için toplumun bilgi kirliliğiyle boğulduğunu ifade eden Kaboğlu, “Eşit giriş hakkını savunmak için bir medya grubu oluşturulmalı” dedi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda yaşanan hak ihlalleri, OHAL ve KHK’lerle Meclis faaliyetlerinin askıya alınması, “Türk tipi başkanlık” tartışmalarının konu alındığı buluşmanın sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı.

Sonuç Bildirgesi

Tek adam rejimine sokulmaya çalışılan Türkiye, son dönemde yoğun bir hukuksuzlaştırma zorlaması altında. Bu kapsamda siyasal iktidar, 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek Türkiye’yi OHAL baskı rejimine soktu; ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle, denetimsiz, meclissiz, anayasasız, hukuksuz yönetmek, bütün yetkileri tek elde toplayacak başkanlık rejimini getirmek için fırsata dönüştürdü. Demokratik hak ve özgürlüklere yapılan saldırılar, baskı, şiddet ve hukuksuzluk olağanüstü boyutlara erişti.
Onbinlerce insan hukuksuz şekilde işinden oluyor. Basın ve yayın organları kapatılıyor. Sanatçılar, yazarlar, gazeteciler tutuklanıyor. Muhalif belediyelere kayyım atanıyor.
Bu yolla topluma terör ve korku egemen kılınmaktadır. Barış, dostluk, dayanışma duyguları yerine kin, düşmanlık, nefret ve kutuplaşma kışkırtılmaktadır. Toplum demokratik davranış normlarının yeşeremeyeceği kaotik bir yaşama mahkum edilmektedir. Yurttaşları temsil etmesi gereken Meclis fiilen lağv edilmiş, yasama, yargı ve yürütmenin dengesine ve birbirini frenlemesine dayanan güçler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılmıştır.
Tarihi ve doğal varlıklar, kentler, yaşam alanları talan edilmiştir. İnsanca yaşama ve çalışma koşulları ortadan kaldırılmış, köleleştirme ve taşeronlaştırma yasaları çıkarılmış, yoksullaşma ve işsizlik korkunç boyutlara ulaşmıştır. Kadınlara ve farklı cinsel kimliklere yönelik şiddet, cinsiyetçi ayrımcılık ve çocuk istismarı yükselmiştir. Ülke içinde savaş, bütün yıkıcılığıyla insanlarımızın canını alırken, Suriye ve Irak’ta sonu felaket olacak bir maceraya sürüklenmekteyiz.
Bu karanlık tabloyu değiştirmek, demokratik bir ülkede yaşayabilmek için Türkiye’de siyasetin savaş ekseninden çıkarılıp barış eksenine oturtulmasına, yaşam hakkını savunan, hukukun üstünlüğüne dayanan, çağdaş, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasinin inşa edilmesine ihtiyaç vardır.
Bu koşullarda demokrasiden yana olan bütün güçleri biraraya getirerek ortak ve yeni bir güç odağı yaratmak ihtiyacı yakıcı hale gelmiştir. Ortak hedef doğrultusunda birlikte hareket edebilmek için sürekliliği sağlayacak bir yapıya gereksinim bulunmaktadır.
Bu yapı çoğulcu, resmi temsil ilişkisine ya da hiyerarşiye yer vermeyen, lideri olmayan, bağlayıcı kararlar almaktan çok uzlaşı arayan, demokratik bir organ olacaktır. Demokrasi için birlik hareketine katılan her kuruluş, her birey kendi ideolojik kimliğini saklı tutarak ortak bir mücadeleyi hedeflemektedir.
DİB bir siyasal süreci başlatan ve bu süreç içinde uzlaşılarla yürüyen somut hedeflere yönelik bir harekettir. DİB farklılıkların birlikte hareket etmesidir.
Demokrasi İçin Birlik; herkesin farklı kimliği ile eşit yurttaşlık haklarına sahip olduğu, barış içinde yaşayabileceği, insanca çalışma ve yaşama koşullarının garanti altına alındığı, devletin herkesin inancına, inançsızlığına, yaşam tarzına, siyasi düşüncesine karşı tarafsız ve saygılı olduğu, kadına ve cinsel kimliklere yönelik şiddetin son bulduğu, tarihi ve doğal varlıkların, diğer canlıların yaşam alanlarının ve kentlerin korunduğu, laik, demokratik bir Türkiye yaratabilmek için, yeni bir umut ve güç merkezi ihtiyacını karşılamak üzere, en geniş toplum kesimlerini kucaklamayı amaçlayan bir birlik hareketidir.
Bu çerçevede gerçekleştirdiğimiz 23 Ekim 2016 buluşmasında saptanan öncelikli hedeflerimiz şunlardır:
OHAL ve KHK’lerle ülkeyi yönetmek, ‘tek adam yönetimi’ni kalıcı hale getirmek için atılan adımlar karşısında, OHAL’in sona erdirilmesi ve KHK’lerle yaratılan toplumsal mağduriyetlerin giderilmesi konularındaki mücadele birincil önemdedir.
Önümüzdeki günlerde ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ adı altındaki ‘tek adam yönetimi’ne geçiş için anayasa değişikliği, ardından referandum gündemdedir. Yasaları, uluslararası anlaşmaları, hukuku yok sayanların ‘tek adam yönetimi’ne geçiş referandumuna tüm toplumsal muhalefetle kapsamlı şekilde karşı çıkılacaktır.
Dünya deneyimleri Kürt sorununun çözümünün barışçı ve demokratik yollarla olması gerektiğini göstermektedir. Türkiye’nin savaş kışkırtıcılığı yapmak yerine komşularıyla ve tüm dünyayla barışçıl ilişkiler içinde yaşayacağı bir politikanın hakim kılınması için mücadele edilecektir.
Ezilen inanç topluluklarının eşit yurttaşlık hakkı yanında demokrasinin temeli olan laiklik için mücadele edilecektir.
23 Ekim Buluşmamız demokrasi için atılmış önemli bir adım, Türkiye’nin siyasal yaşamında yeni bir başlangıçtır. Bu buluşmaya katılanlar bir demokrasi meclisi oluşturmuşlardır. Bu meclis önümüzdeki günlerde toplanarak yukarıda ortaklaşılan öncelikli hedefler doğrultusunda demokratik ve meşru yollarla denetleme, dayanışma ve direnme hakkını kullanacaktır.
Gücümüz yalnız birlikteliğimizden değil, yeni bir siyaset anlayışıyla demokratik mücadeleleri birleştirici bir güç odağı yaratma hedefimizden kaynaklanmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz