Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Dünyaya Xiabze Gerek

Daha dün yayaydık…
Bugün uzay araçlarına kadar, geniş bir ulaşım araçlarına sahibiz.
İnsanlık ilerledi mi?
Hayır!
Dün avcı, toplayıcı idik…
Bugün arzuladığımız herşeyi, internetten siparişini verip, internetten ödemesini yapıp özel kargo ile ayağımıza kadar getirtiyoruz.
İnsanlık çağ atladı mı?
Hayır!
Dün elimizde silah olarak yalınızca değnek, asa vardı…
Bugün tankından topuna, kimyasal, biyolojik, atom, ses ve lazer silahlarıyla donatılmış bir dünyamız var.
Dünya üzerindeki en büyük kırımlar dünya savaşlarında. “Lider” denilen kendini bilmezlerin ihtirasları yüzünden yapılmıştır.
Dün öldürüyorduk, bugün de öldürmeye devam ediyoruz.
İnsanlık akıllandı mı?
Hayır!
Dün kadını “meta” olarak göstermeye çalışan zihniyet, bugün ona “kul” olmayı ve “kır dizini otur” anlayışını dayatmak için elinden geleni ardına koymuyor.
Kadına bakış açısı değişti mi?
Hayır.
Dün, “Benim inancımdan olmayanlar ölsün” diyorlardı, bugünde aynı anlayış hız kesmeden devam ediyor.
İnançlara saygıyı becerebildik mi?
Hayır!
Dün, “En temiz ırk benim ırkımdır” diye yarışıyorduk…
Bugünde en büyük millet benim milletim, özgürlük yalnızca benim milletimin hakkıdır, diğerleri sesini çıkarmasın diyoruz.
Diğer halklara, dillere bakış açımız değişti mi?
Hayır!
Dün kalede, şatoda, sarayda,mabette oturup yöneten güce tapıyorduk.Bugün, paraya, güce, devlete, elinde silah tutanlara kulluk ediyoruz.
İnsanlık özgürleşti mi?
Hayır!
Dün güçler bireyleri alıp satıyor, isterse öldürüyor, köleleştiriyordu.
Bugün erkler toplumları köleleştiriyor, kendisi gibi düşünmesini, kendisi gibi inanmasını, kendisi gibi davranmasını ona dayattığı sistemle belletiyor, makineleştiriyor.
Dün bireysel köleydik, bugün toplumsal köleliği yaşıyoruz.
İnsanın birey olarak kaderi değişti mi?
Hayır!
Bilgimiz sürekli artıyor, gereçlerimizin yelpazesinde o oranda gelişiyor, çoğalıyor. Ne yazık ki bilim gücünün büyük bölümünü askeri alanlara harcıyor, ondan arta kalanları da insanlığın hizmetine, satın alacağı araç, gereç ve hizmet olarak sunmayı iyi beceriyor.
İnsan, insanlığa değil güce inanıyor, güç ise kendine biat etmeyenleri yıkıp geçiyor.
İnsanlık çağ atladı mı?
Hayır!
Eşitliğin, saygının, birlikteliğin olmadığı yerde kargaşa vardır.
Dünyanın geleceğini insanın hamurunda olan ikilik-bencillik,çıkar, kötülük ve üstünlük ile eşitlik,özgürlük ve adalet arasındaki kavga belirler.
İnsanın, kaos ve yok etmelere dur diyebilmesi için eşitliği, özgürlüğü, adaleti, demokrasiyi hayata geçirmesi gerekmektedir.
Eşitlerin aldığı karara eşitler uyar,zalimlerin aldığı karara kullar uyar!
Bu kural hiç değişmez!
İnsanlığın görevi eşitliği ve adaleti sağlayabilmektir, insanın görevi de buna hizmet etmektir.
Xiabze, kendi içinde eşitlik, özgürlük,demokrasi ve birliği barındıran, Çerkeslerin, binlerce yıldan buyana süzülegelen, içinde yasama, yürütme, yargı, gelenek ve görenekleri barındıran,yerinde, yerelden ve gönüllü birlikteliği özümseyen bir yönetim şeklidir.Kısaca bugünkü deyimle adlandıracaksak;Demokrasi!
“Kuban daha bir parmak su iken, ben onu bir adımda geçen aksakalı bir ihtiyardım” der Xiabze. O kadar eskidir ve o kadar kanıksanmıştır.
O, binlerce yıldır tecrübe edilerek, eksiklikleri düzeltilerek nihai şeklini bulmuştur.
Xiabze bilgeliktir!
Xiabze erdemdir!
Xiabze insanlığın ta kendisidir!
Xiabze, hem yerelde hem de dünyada tüm sorunları çözebilecek bir yönetim biçimidir.
Onun için diyoruz ki;
Bütün Dünya’nın İnsanları Birleşiniz;
Dünyaya Xiabze gerek!

Jiy Zafer Süren
Jiy Zafer Süren
1951’de Samsun’da doğdu. Üniversite’yi terk etmiş ve muhasebeci olarak çalışarak emekli olmuştur. Çeşitli dergilerde şiir ve araştırma yazıları yayınlandı. Kafkasya üzerine yayın yapan, As Yayın’ın kurucuları arasında yer aldı. “Çipxe, Kafkas Aile Armaları” (derleme) ve “Tama Bahar Gelmeyecek” (şiir) isimli iki kitabı vardır. Nisan 2008 itibariyle Jıneps gazetesi yazarları arasında yer aldı, Ocak 2011 tarihinden bu yana yayın kurulu üyesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Ziyanhan

Güneş ufuk çizgisine inmiş, yavaş yavaş günü geceye bırakmak için, acele etmeksizin, muhteşem kızıllığını şehrin üzerine saçıyordu. Saat ilerliyor, gün ışıkları azalıyor, yerini alaca...

O Gelecek

Sen! Gölgelerde saklı halk, O kara, kudurmuş gecelerden, Sağ çıktığını unutma! Gizlense de cismin, Denizlerin duruluğunda, Vuruyor aksin, Güneşin altın ışıklarına, Setenay çiçeği gibi, Arı, duru ve vakur. Kim demiş ki bitmez gece, Olsa da...

Janxot bir aşkla nasıl yandı!

Janxot sarhoştu; aşk sarhoşu… Uzak akraba halası olan, Fatimat’ın oğlunun düğününe gittiğinden beri başı bulutlarda, yıldızlarda, kendisi, belki biraz ferahlarım diye, nerede olursa olsun soğuk...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img