Kadeş’ten beri kardeşiz…
Daha o zaman “Aret’in Yeri” yok ya da ben henüz bilmiyorum, bir yaz akşamı…
Sokaktayız, kadehler dolup boşalıyor. İnce uzun, dibi kalın olmayan bir rakı kadehi ne kadar buz alırsa o kadar buzlu, buna karşın hava bir o kadar sıcak…
Sokaktan geçen; Kadeş’ten beri kardeşiz, demez mi…
Bir kadeh isteyip, peşinden felsefesini de yapınca, verememezlik yapamadık ve bir kadeh gitti erbabına…
…
Kadeş, bilinen veya bildiğimiz en eski barış antlaşması…
“Mısır ülkesi kralı, büyük kral, kahraman Mısır ülkesi kralı, büyük kral, kahraman Re-masesa-mai Amana’nın (II. Ramses) Hatti ülkesinin büyük kralı Hattuşili ile dostluklarının, kardeşliklerinin ve büyük krallıklarının devamı için yaptıkları antlaşmadır.”
İnsanlık, bir toprağı paylaşamadığı için savaşmış, sonra barışmış…
O günden beri insanoğlu ya savaşıyor, ya savaşa hazırlık yapıyor, ya da savaştan yeni çıkmış durumda…
İnsanoğlu, ne zaman barışmak için antlaşmaya ihtiyaç duymaz, ne zaman öncesinde savaşmaz olursa o zaman insanoğlu insanoğlu olacaktır…
Büyük krallıkların devamı için değil, mavi kürenin devamı için insanoğlu uğraşacak…
Şimdi daha bir anlamlı geliyor; Kadeş’ten beri kardeşiz…
…
Eskisi veya yenisi, ilki veya sonu…