Küçük Kara Balık

0
1121

Son dönemde yaşadıklarım, hayal gücü destekli yazacaklarımdan biraz daha önemli. Gelin, çok kasıp kasılmadan, bir sayı olsun onlardan bahsedeyim. Her sayı “kafa açacak” bir bakış açısı nereden bulayım ben?..

Bayramın hemen öncesi Düzce’deydim. Düzce Çerkes Derneği’nin pek çalışkan yeni yönetimi de ısrarla, üniversitelere ve bazı iş insanı topluluklarına yaptığım konuşma ve sunumlardan birini yapmamı istedi, ne yalan söyleyeyim ısrar da ettiler. Kabul ettim. “Herkes çağırıyor yapıyorsun, bizim gençlere de anlat ne anlatıyorsan” dediler.

Bugüne bugün Jıneps yazarıyım, gazetemizin bir güzelliği olsun deyip topladım milleti. Ama “Herkese ne yapıyorsan bizim gençlere de yap” cümlesi gerçekten aklıma takıldı. Sizinle de paylaşayım; herkese yaptığınız iyi bir şeyler varsa, lütfen bizim gençlere de yapın… Hayat gailesinden midir, öyle alıştığımızdan mıdır bilmem; “bizim cemiyetimizle” dış dünyayı, iş dünyamızı hep ayırdık, farkına varmadık. Ayırmayın, derdi Sönmez!

Sönmez’e döneceğim…

Balıklar üzerinden genç arkadaşlara bir sürü hikâye anlattım. Binlerce metre derinliklerde, ışıksız ortamlarda yaşayan, kör ama göz alıcı balıklarla neden “güzel ve göz alıcı” olmamız gerektiğini. Ahtapotlarla, herkese dokunmanın önemini, köpekbalığıyla pazarlamayı, kaplanbalığıyla görkemin ve şaşaanın ne kadar aldatıcı olabileceğini, japonbalıklarıyla etrafımızdaki bilmediğimiz bilgeleri… Bir sürü deli işi hikâye, bir perde, ben ve 50 Çerkes.

Konuşmanın son balığı Küçük Kara Balık’tı. Şu sonu pek hüzünlü İranlı yazar Behrengi’nin, sonu pek güzel hikâyesinin kahramanı; o da balık nihayetinde. Hayal gerçek ne fark eder! Malumunuz Küçük Kara Balık yaşadığı dere yatağında mutsuz ve soluksuz kalan, büyük denizleri, büyük ufukları hayal eden ve bunun için büyük mücadeleleri göze alan küçük bir balıktı. Hatta hikâye o ki; bıçağı bile neredeyse tahtadan, düşmanları kocaman, engelleri alışkanlıklardan yapılmış bir imkânsızlıktı. Üstelik bırak Küçük Kara Balığı, hayat, hikâyeyi yazan Behrengi’ye bile acılar içinde öldürecek kadar kötü davranmıştı!

Son olarak genç konuklara Küçük Kara Balık’ı anlattım ve daha büyük denizlerde kavga etmenin önemini. Hayatın doğduğumuz ve bildiğimiz dere yataklarından daha büyük, daha görkemli ve amansız olduğunu. Neyi başaracağımızın, neyi istediğimize ve bunun için neyi feda edebileceğimize bağlı olduğunu anlattım.

Bazen buna ilham verenin, tek, genç, cesur bir kara balık olabileceğini anlattım.

Sönmez’e döneceğim demiştim ya…

Önceki İçerikOubykh Mektupları Eylül 2020
Sonraki İçerikAçaxu / Ace / Ake (8. Bölüm)
Cihan İşbaşı
Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Resim Ana Sanat Dalını bitirdi. Karikatür, illüstrasyon ve tiyatro ile profesyonel olarak ilgilendi. Marje dergisinde tasarımcı, yazar ve karikatürist olarak çalıştı… 90’lı yılların sonunda İletişim tasarımı ve reklam yazarlığı yapmaya başladı. Antalya’ya yerleştiği ‘97 yılından itibaren sadece bu alanda çalışan İşbaşı, farklı üniversitelerde “Reklamda Yaratıcılık” ve “İletişim tasarımı” dersleri veriyor. Son 20 yıldır, kurucu ortağı olduğu Graphx’in Yaratıcı Yönetmenliği görevini sürdüren İşbaşı evli ve bir kız babasıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz