‘İki yılda bir değişen yönetimler ile kurumsal hafıza yaratılamıyor’

0
1360

Düzce Adige Kültür Derneği Başkanı Murat Seyok, dernek yöneticiliğinin yanı sıra misafirlerin ‘Çölde bir vaha’ diye tanımladıkları ‘Binef At Çiftliği’ni yönetiyor, eşiyle birlikte önce hobi olarak başladıkları ve zamanla işe evrilen ‘Binef Concept’ için kullanılmış, hurdaya atılan nalları alıp temizliyor, yeniden kullanılabilir hale getirerek ‘kişiye özel’ dekorasyon objeleri ve takılar üretiyor.

Seyok ile dernek faaliyetlerini, Düzce Çerkeslerini, ‘Binef At Çiftliği’ni ve ‘Binef Concept’i konuştuk.


Murat Seyok

 -Öncelikle biraz kendinizden bahsetseniz…

-1966 yılında Düzce Arapçiftliği (Shapsıghable) köyünde doğdum. Şapsığ boyu Lhıuj sülalesine mensubum. İlk, orta ve lise eğitimimi Düzce’de tamamladıktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdim. Düzce ve Bolu’da çeşitli firmalarda yöneticilik yaptım. 2016 yılında emekli oldum. Yaklaşık 20 yıldır aile işletmemiz olan Binef At Çiftliği’ni kardeşim Haluk ile işletiyoruz. Evli ve iki çocuk babasıyım. Kızım Nefin Marmara Üniversitesi’nde okuyor ve sosyal aktivitelerine Bağlarbaşı Derneği’nde devam etmekte, oğlum Guşav ise henüz ortaokulda ve derneğimizin tleperuş kursunda pişmekte.

 

-Ne zamandan beri Düzce Adige Kültür Derneği başkanısınız? Neden aday oldunuz, nasıl bir faaliyet programı hazırladınız? Pandemi koşullarındaki durumdan söz eder misiniz?

-3 Kasım 2019 tarihinden beri Düzce Adige Kültür Derneği başkanlığı görevini sürdürmekteyim. Çocukluk yıllarımdan itibaren her zaman dernekler, cemiyetler içerisinde oldum. Doğduğum aile ve köy bu tür sosyal gereksinimleri her koşulda kabul eden ve destekleyen yapılar olduğu için kendimi hiçbir zaman zoraki olarak bu tablo içerisinde görmedim. Ama ilk kez dernek yöneticiliği yapma deneyimim oldu. Uzun yıllar özel sektörde yöneticilik yaptığım için STK yönetimi konusunda fazla zorlanmadım açıkçası.

Dernek yönetim kurulumuz 12 kişiden oluşmakta. Tüm arkadaşlarım ile uyum içinde bu günlere geldik. Pandemi durumu dernek çalışmalarımıza bir nebze sekteye uğratsa da diğer bölge derneklerine kıyasla iyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum.

Biz yönetime gelmeden önce devam eden iki faaliyet alanımız vardı:

Çocuklara yönelik pşine (mızıka) kursu

Çocuklara yönelik tleperuş kursu

Bu iki alanı daha faydalı yapabilmek için mücadele verdik ve bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bugüne kadar derneklerimizin ana hedefi haline gelen ekip oyunlarını çok faydalı göremiyorum. Gençlerimize, Xabze kurallarına uygun heyecan ve ruh dolu düğün yaptırabilmek bence daha anlamlı. Düğünler, kültürümüzü ve kendimizi yalın ve net ifade edebilmemizin en önemli aracı. Bu bağlamda bu sene Gençlik ve Spor Bakanlığı’na “Mızıkalar Susmasın” adı altında bir proje sunduk ve projemiz kabul gördü.

Yaklaşık 160.000 TL’lik bir proje bu. Proje kapsamında 1 yıl boyunca çocuklarımıza Pşine ve tleperuj kursu verilecek, spor alanında güreş çalışmaları yapılacak. Köy gezileri (şehir içi ve şehir dışı) yapılacak, bu sayede thamadelerimiz ve çocuklarımız arasında kültürel bir bağ kurulacak. Bu tür devlet destekli önemli projeler hazırlamaya dernek yönetimimiz olarak çok dikkat ediyoruz.

Derneklerimiz maalesef gündelik çekişmeler yüzünden bakanlıkların projelerini takip edemiyorlar. Oysa elde edilebilecek ve kullanılabilecek güzel bütçeler var. Tüm derneklerimizin bu konuda takipçi olmaları gerekiyor.

“Arapçiftliği’nde kültür merkezi projesi hazır”

Bu sene hazırlayacağımız bir proje daha olacak. Düzce merkezde ve Arapçiftliği Köyü’nde bulunan toplamda iki adet binamız mevcut. Fakat her ikisi de bina ömrünü yitirmiş durumdalar. Binalar mimari olarak derneğe gelen bir ailenin tüm bireylerinin ihtiyaçlarına cevap veremiyor. Bu durumdan dolayı Arapçiftliği’ndeki arsamız için bir kültür merkezi inşaatı düşüncemiz mevcut. Projemiz hazır. 2022 yılında kazmayı vurmayı planlıyoruz.

Pandemiden dolayı bazı etkinliklerimize ara versek de yardım faaliyetlerimiz ağırlık kazandı. 2 yıldır ramazan aylarında üyelerimizin fitre ve zekâtlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmada köprü görevi üstlendik. Bunun yanı sıra tedavi, eğitim, vb. sıkıntısı olan (il içi/ il dışı) kardeşlerimize destek olduk, olmaya devam ediyoruz.

Bu arada, Suriye’den Düzce’ye gelen 60 Çerkes aile var. Bu kardeşlerimiz artık yaşantılarına Düzce’de devam edecekler. Bu süreçte onların bürokrasi ile ilgili problemlerini çözmede, düzenli iş sahibi olmalarında yardımcı olmaya çalışıyoruz.

“Bu gençler bizim başımızı belaya sokacaklar” jurnali

-Derneğin kısa bir tarihçesinden bahsetseniz… Düzce özelinde derneğe ilgi ne durumda? Üye sayısı, etkinliklere katılım vs anlamında. Gençlerin ilgi durumu nasıl? Derneklerin gençler için cazibe merkezi olması konusunda neler yapılmalı sizce?

Düzce bölgesi, Kurtuluş Savaşı sonrası en çok baskı gören bölgelerden biri. O yüzden bölge nüfusunun Çerkes yoğunluklu olduğu bu bölgede 1952 yılına kadar dernek kurulması için 7 kişi bulmakta bile çok zorlanılmış. Bu dönemde kurucu başkan Rıza Devrim’in mücadelesi hayranlık uyandıracak nitelikte. Dönemin zorlu şartları altında 7 kişi bulamayan Rıza Amca’mıza yakın bir Tatar arkadaşı, “Eğer birini bulamazsanız beni kurucu olarak yazabilirsin listene” demiş. Ama sonrasında bu duruma gerek kalmadan 7 kişi bulunmuş ve dernek açılmış. Bu süreçte “Bu gençler bizim başımızı belaya sokacaklar” şüphe ve korkusu ile insanlarımızın, bu kurucu kadroyu kaymakamlığa ve jandarmaya jurnallemeleri ise düşündürücü bir konu.

Derneğin isim değişikliği

Düzce Kuzey Kafkas Kültür Derneği, 1980 darbesi sonucunda çalışmalarına bir süre ara verdi. O sıkıntılı süreçlerde toplumumuza hizmet için çaba harcayan tüm thamadelerimize şükranlarımı sunuyorum.

Arapçiftliği Köyü’ndeki dernek27.10.2013 tarihinde yapılan genel kurulda adı “Düzce Adige Kültür Derneği” olarak değiştirildi. Şu an yaklaşık olarak 780 üyemiz bulunmakta. Bu sayı Düzce gibi 20.000 Adigenin yaşadığı bir bölge için trajikomik. Böyle bir nüfusa sahipken en az 5.000 üyemiz olmalı. Ama insanımız apolitik. İnsanımızın aklına Çerkes olduğu, anne-babası vefat ettiğinde, cenaze ilanı vermesi gerektiğinde geliyor. İlan vermek isteyen gence vefat eden kişinin sülalesini sorduğumuzda bilmeyen bile çıkıyor. Sadece gençler değil, bizim yaşıtlarımız arasında da çocuğunu evlendireceği zaman güzel bir düğünü olsun diye derneği hatırlayan kişiler var. Çok üzülerek söylüyorum ki acınacak durumdayız toplum olarak. Yaklaşık 7-8 dönemdir meclise bizi temsil etmesi için milletvekili bile yollayamıyoruz. Oysa blok halinde hareket eden 20.000 kişi seçime ve siyasete şekil verebilir, kayda değer bir sonuç ortaya çıkarabilir.

Gençlik konusunda da iyi bir noktada değiliz Düzce’de. Aile yapımız gençlere erken yaşlarında inisiyatif vermiyor ve bu durum gençleri rehavete sürüklüyor. Otuzlu yaşlarına gelip hâlâ düzenli bir işi olmayan gençleri görmek üzüntü verici.

KAFFED ile ilişkiler

-KAFFED üyesi bir dernek söz konusu, gerek federasyonla gerek diğer derneklerle ilişkileriniz?

-Bu kadar problemi olan bir toplum için tüm çözümleri derneklerden beklemek çok yanlış. Bahsettiğim sorunları göz önünde bulundurursak toplumumuz için insanımızın özveride bulunması gerekiyor biraz da olsa. Biz dernek olarak elimizden gelen şeyleri yapıyoruz. İnsanlarımız arasında köprü olmaya çalışıyoruz. İki yılda bir değişen yönetimler ile kurumsal hafıza yaratılamıyor maalesef. Bir de buna ilave olarak kurumsal bütçeler yaratılmadığı sürece istesek de hiçbir faaliyet yapılamıyor.

-Federasyona dair düşünceleriniz, önerileriniz?

-Federasyon da sonuçta bir dernek. Yerelde tüm derneklerimizin yaşadığı sorunları onlar da yaşıyorlar. Üyelerinden aidat alamayan dernekler, federasyona yıllık aidat borcunu ödeyemeyince onların da elleri kolları bağlı kalıyor. Farklı federasyon yapılanmaları ise zaten siyasi arenada eski gücü olmayan toplumumuz için daha da sıkıntı yaratan bir durum.

 

-Adige ve Abazaların bir arada yaşadığı bir kent Düzce. Abaza dernekleri ile ilişkileriniz?

-Abaza kardeşlerimizle hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz hatta aramızda hiçbir farklılık gözetmiyoruz. Birbirimizin faaliyetlerine, cemiyetlerine elimizden geldiğince destek oluyoruz. Düzce’de hepimiz bir toplumuz. Birliğimiz her koşulda devam edecek, etmeli de.

“Zexes Üniversitesi”

-Yürüyerek gittiğimiz uzak köyler, en az ayda bir karşılıklı gerçekleşen Uzuntarla-Ketenciler ziyaretleri, kültür okulu olarak gördüğüm zexesler ve neredeyse tüm Çerkeslerin birbirinden haberdar olduğu dönemler. Düzce düğünlerinin alameti farikasıydı tleperuş, birkaç yıl önce katıldığım bir düğünde gördüğüm tleperuş stili çok şaşırttı beni. Tabii ki çok şey değişti. Sanırım, zexesleri gören son bireylerdendik. Çerkesler bazında en fazla neler farklılaştı Düzce’de sizce ve neden?

-Bizler “Zexes Üniversitesi” mezunu son Mohikan’larız. Toplumumuzun gençleri bizler kadar basit şeylerden haz alamıyor. Herkes her şeye çok çabuk ulaşabiliyor. Bizler aynı ‘meci’de kaşenimizle aynı mısır tepesinde mısır soyabilmek için 1 hafta sabırla bekleyebiliyorduk. Şimdi herkes kaşeni ile bir tık mesafede.

Çölde bir vaha

-Binef At Çiftliği hakkında da konuşsak… Kuruluş sürecini anlatır mısınız?

-Çocukluk yıllarımızda nakliye ve ziraat işleri hep atlar vasıtası ile yapılan şeylerdi. Köyüm Arapçiftliği’nde (şu anda maalesef mahalle oldu), yılkı (serbest dolaşan at) sürüleri olur, bunları yakalayıp uzak Çerkes köylerine atlarla gittiğimiz olurdu. Büyüklerimiz her yıl sonbahar aylarına doğru amatör at yarışı organizasyonları düzenlerlerdi.

Yarışlara Düzce’de yetiştirilen atlar dışında Kastamonu’dan İzmit-Uzuntarla’ya kadar olan coğrafyadan yarış atları olan kişiler yarış için davet edilirdi. O yıllarda, o yarışlar içinde büyüdük kardeşlerimle. Buradan kalkıp Sapanca, Hendek, Daday, Uzuntarla gibi yakın lokasyonlara bazen at yarışı izlemek için bazen de atımızla koşmak için gider, yarışlara katılırdık. O zamanlarda tanıştığımız ve şu anda akraba gibi görüştüğümüz dostlarımız var.

Bu nedenle at her zaman bizim için vazgeçilmez idi. 2000’li yıllarda Düzce’de sanayi sitesi yeni gelişmekteydi. Düzce’de çalışan ve yaşayan insanlar hafta sonları Düzce’de sıkılır, yakın illere (Bolu, Sakarya, İzmit, İstanbul) giderlerdi. Biz de 2003 yılında bu ihtiyacı tespit edip ailemiz ile birlikte atçılık ve restorancılığı birleştirmeyi düşündük. Başta hobi olarak ailemizle hafta sonlarımızı geçireceğimizi planlayarak, 5 orman bankı ile işe başladık. Sonrasında zamanla geliştirmeye çalıştık ve şu anki halimize geldik. Bu sene 18. yılı geride bıraktık.

Seyok Ailesi

Yeğenimin adı Bislan, kızımın adı ise Nefin. Ailemizin torunlarının isimlerinin birleşimini işletmemizin ismi yapmaya karar verdik. “Bislan’ın ‘Bi’si, Nefin’in ‘Nef’i yani Binef” diyoruz tüm soranlara.

Hep amatör bir ruhla Düzce’ye hizmet etmek için çalıştık. Maddiyat hiçbir zaman nihai hedefimiz olmadı. Bu sayede çok dost biriktirdik. İlk yıllarda annem mutfakta yemek yaptı, babam seyislik yaptı, atların bakımını üstlendi. Kardeşim, eşim ve ben garsonluk yaptık, bulaşık yıkadık. Zamanla işler büyüdü. Şu anda dönemsel olarak değişmekte olup en az 15 kişiye iş imkânı veren butik, küçük bir işletmeyiz. Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızla da akraba gibiyiz, çok uzun yıllarını bizimle geçiren iş arkadaşlarımız var.

Bunun yanı sıra üniversitede okumak için şehir dışına giden, yazın memleketine döndüğünde yanımıza gelen ve çalışmak isteyen kardeşlerimiz de var. Allah hepsinden razı olsun. Onların gayretleri ile bugünlere geldik. Çalışan arkadaşlarımız için de en önemli şey misafirlerimizin memnuniyeti oldu. Bu tip işletmelerde bina, dekorasyon vb. tabii ki önemli. Fakat başarı için en önemli unsur insan! Siz ne kadar güzel dekorasyonlu bir işletme yaparsanız yapın, çalışanınızın asık yüzle misafiri karşılaması ve uğurlaması her şeyi bitirir. Bu nedenle hizmet sektöründe işinizi severek ve heyecanla yapmalısınız. Yoksa onca emekle meydana getirilen tesis ve marka değeriniz bir bakmışsınız ki yerle bir olmuş.

Burası için misafirlerimizin söylediği bir isimlendirme var: “Çölde bir vaha!”

Düzce hızla betonlaşıyor. “Yeşil Düzce” ismi artık kartpostallarda kaldı. En iyi tarım arazileri imara açılmakta. Binef, insanlar için şehre hem yakın hem uzak bir vaha gerçekten. Tüm dekorasyon ahşap. Giriş yolu hariç beton göremezsiniz Binef’te. Ekonomik olarak belki arsa değerinin çok azını kazanıyoruz fakat her şey para değil. Eski zamanlarda büyük şehirde yaşayan insanlar bir şekilde Düzce adını bilirlerdi. Şimdi ise Düzce’ye girmeden 4 saatte İstanbul’dan Ankara’ya gidebilmekte insanlar. Yeni nesilde Düzce’yi bilen yok. Yerini bilen hiç yok.

Son yıllarda otobandan D-100 karayoluna çıkıp yemek molasını bizde veren misafir gruplarımız olmaya başladı.

-Binef’te ziyaretçileri neler bekliyor?

İşyeri olarak faaliyette bulunduğumuz 13 dönümlük Binef At Çiftliği’nde 80 kişi kapasiteli kapalı bir restoranımız bulunmakta. Özellikle yaz aylarında, havaların güzel, güneşli olduğu günlerde açık alanda hizmet vermekteyiz.

Kahvaltılarımız ve ızgara çeşitlerimiz dışında Düzce’ye ve Çerkes-Abaza kültürüne özgü yöresel yiyeceklerimiz olan Acuka, Haluğpaç (katmer), Sızbal, Akhulçapa, çerkestavuğu gibi spesiyallerimiz de mevcut.

Çocuklar için oyun parklarımız var. Kahvaltı sonrası büyükler büyük atlarımıza, küçüklerimiz ise midilli atlarımıza binebiliyorlar.

Binef’te restoran ve at binişi faaliyetleri haricinde yarış atı yetiştiriciliği de yapmaktayız. Şu an itibari ile 3 İngiliz atımız Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yarışmakta. 2 adet tayımız da 2021 yılı sezonu için yarışlara hazırlanmakta. Bu anlamda önümüzdeki yıllarda önemli başarılar kazanabilecek atlar yetiştirebilmek hayalimiz…

Kullanılmış nallardan dekorasyon objeleri

Binef Concept’ten söz etsek biraz da…

-Emekli olmadan önce eşim ile hobi olarak yapmaya başladığımız, zamanla hobi olmaktan iş olmaya evrilen bir projemiz Binef Concept. Kullanılmış, hurdaya atılan nalları alıp temizliyor ve yeniden kullanılabilir hale getirerek “kişiye özel” dekorasyon objeleri ya da takılar üretiyoruz. Bu ürünlerimizi sosyal medya üzerinden insanların beğenisine sunuyoruz. Ufak miktarda olsa da yurtdışına ihraç ediyoruz bu ürünlerimizi.

Hurda nallardan geri dönüştürülerek elde ettiğimiz dekoratif duvar süsleri şu anda Türkiye’nin hatta dünyanın çeşitli yerlerinde.

Instagram: @binefconceptr

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz