Dığeğaze (Sozreş) Bayramı, Çerkeslerde yeni yıl ve Noel

0
1148

Din, milliyet, etnisite

Kafkasya halkları arasında yüzyıllardır süregelen, bugün de varlığını sürdüren bir dinsel ve inanç çeşitliliğinden söz edilebilir. Yüzyıllarca pagan inancı dediğimiz çoktanrılı dinsel sistemi sürdüren Kafkas halkları panteonunda baştanrı Tha’nın varlığı, tıpkı Helen ve Roma inanç sistemlerine benzerlik gösterir dersek yanlış olmaz sanırım. Bugün halen pagan inançlardan süregelen ritüel ve kutlamalar bazen orijinal, bazen ise dini inançlara evrilmiş bir şekilde karşımıza çıkar.  

Hıristiyan dünyasının mitoslarla süslü Noel’i gibi, Kuzey Kafkasyalı halkların da bugün pek azımız tarafından bilinen bir yılbaşı günü var: 21-22 Mart günü. Esasında Çerkeslerde yılbaşı bu tarihlerde kutlanır. 21 Mart günü, Çerkes halk takvimine göre yeni yılın başlangıcı kabul ediliyor. Bu tamamen astroloji ve tarımla ilgilidir. Çerkes mitleri bu günden toprağın canlandığı, yaz mevsiminin kışı yendiği, kış ve yazın birbirlerinden ayrıldığı gün olarak bahsediyor. 

“Kutlama törenleri için Çerkeslerin kendi geleneksel inançlarını sembolize eden bir ağaç hazırlanır. Genellikle alıç veya bol miktarda meyve veren yabani armut ve elma gibi ağaçlardan olması önemlidir” 

Çerkesler antikçağlarda da tarımla uğraşıyorlardı ve herhangi bir tarım insanı için, yani atalarımız için doğanın yasalarını ve çevrimlerini, astronominin bazı unsurlarını vb. bilmek bir zorunluluktu; çünkü bu olmadan ekim yapmak, ürün yetiştirmek mümkün değildi. Bu nedenle bahar ekinoksunun olduğu gün çiftçiler için büyük öneme sahipti.  

Baharın başlangıcı bir tarımsal dönemin sona ermesine ve bir başkasının başlangıcına işaret eder. Günümüzde elde edilen Meot kültürüne ait önemli buluntular, astronomiye duyulan ilgiyi de ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra gökcisimlerini, takımyıldızları gözlemlemek için özel megalitik yapılar da inşa edilmiştir. Bu takımyıldızların arasından Жъогъуабэ/Вагъуэбэ – Yunus Takımyıldızı’nın Çerkesya üzerinde görüldüğü 21 Mart günü Çerkes halk takviminde yılbaşı olarak kutlanmaktadır. Bu tarihte yeni yılı karşılayan Çerkesler, Yunus Takımyıldızı ekin tarlasının tamamını görecek yükseklikte olduğunda yaz mevsiminin geldiğine, ağaçların üzerine gelecek şekilde göründüğünde sonbaharın, ufukta yeniden gözükmeye başladığında ise kışın geldiğine inanırlardı. 21 Mart günü, aynı zamanda astronomik açıdan gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı ilkbahar ekinoksu ile de ilişkilidir. 

“Antikçağlardan beri kutladıkları, gecenin en uzun olduğu 22 Aralık’ta kış gündönümü ile ilişkili olarak ‘Güneşin dönüşü’ anlamına gelen Dığeğaze en eski ve en önemli ritüeldir”

Sovyetler Birliği döneminde yılbaşı kabul edilen 1 Ocak gününü Adigeler de yılbaşı olarak kutlamaya başladılar. Tüm dünya ulusları gibi Çerkeslerin de geçmişten günümüze kadar aralık sonunda kutladığı yılbaşı ritüelleri var elbette. Bunların başında Dığeğaze Bayramı (Дыгъэгъазэ) gelir; Çerkeslerde kışın ilk gününün ve Sosruko ile Sozreş’in dünyaya gelişinin kutlanmasıdır. Çerkes halk takvimine göre, aralık kutlama ayıdır. 22 Aralık kışın ilk günü kabul edilir ve milli bir dini bayram olarak kutlanır. Antikçağlardan beri kutladıkları, gecenin en uzun olduğu 22 Aralık’ta kış gündönümü ile ilişkili olarak “Güneşin dönüşü” anlamına gelen Dığeğaze en eski ve en önemli ritüeldir. Bugün halen bu ritüel gerçekleştirilir.  

Kutlama törenleri için Çerkeslerin kendi geleneksel inançlarını sembolize eden bir ağaç hazırlanır. Genellikle alıç veya bol miktarda meyve veren yabani armut ve elma gibi ağaçlardan olması önemlidir. Bolluk ve bereket sembolüdür. Yedi yan dalı olan bir gövdeden oluşmalıdır. Her bir dala bir mum yerleştirilerek süslenmelidir. En üste ise güneşi sembolize etmesi açısından Çerkes peyniri asılmalıdır. Mumlar ailedeki en genç evli kadınlar tarafından yakılmalıdır. Bu durumda kadın her zaman doğuya bakmalıdır. Kutlamanın onuruna ailenin en yaşlı ve saygın üyesi thamade tarafından yapılan dua ile birlikte kutlama ritüeli uygulanır. Kutlamanın anlamı, insanların gelecekteki refahı için umutların yeni bir güneş döngüsünün başlangıcıyla ilişkilendirilmesi ve Yaradan’a geçen yılın nimetleri için şükran duyulmasıdır. Bu ayın bir diğer özelliği ise Nart destanlarının en saygın kahramanı olan “Sosruko’nun gelişi”nin kutladığı bir zaman olmasıdır.

“Türkiye diasporasındaki Hıristiyan Çerkesler anavatanın aksine Protestan mezhebine mensuplar ve Noel’i 25 Aralık’ta kutluyorlar”

6. yüzyılda Bizans İmparatoru Jüstinyen döneminde Batı Çerkesya’ya giren Hıristiyanlık, bölgeye gönderilen rahipler ve bazı dağlık bölgelerde inşa edilen kiliselerle birlikte Çerkesler arasında yayıldı. Kuzeydoğu Çerkesya’da, Adigecede sağır/derin orman anlamına gelen, Rus-Kafkas savaşı başlarında 1763’te ilk Rus istihkâmının inşa edildiği, Kabardey Prens Khurghoko tarafından 1759 yılında kurulan, Stalin tarafından II. Dünya Savaşı’nı takiben Kuzey Osetya topraklarına dahil edilen Mezdegu (Mozdok) şehrinde ve Melğebeg, Kuşhakuaje, Lukovskaya köylerinde yoğun olarak yaşayan fakat pek belli etmeseler de inançlarına sadık Hıristiyan Adigeler vardır. Ayrıca Batı Adigey’de ve diğer bölgelerde de Hıristiyan Adigeler yaşıyor. Anavatandaki Hıristiyan Adigeler Ortodoks mezhebinden ve 6 Ocak’ta Noel’i kutlayacaklar.

Geçmişle bağdaşan Noel kutlama âdetlerinin yanı sıra değişen âdet ve ritüeller de mevcut. Ut’ıj (yortu) Hıristiyan dinine ait bir bayram mesela. Bu bayram günümüzde hâlâ Mezdegu Adigelerince kutlanıyor. Onlar günümüzde de Hıristiyanlar. 48 gün süt ve bitkiler dışında bir şey yemeden perhiz yapıyor, bittiğinde ise perhizi bozuyorlar. İşte perhizin bittiği gün ut’ıj (yortu) duasını yapıyor, yumurtaları boyayarak dağıtıyorlar. Ev kadınlarının duaya-merasime getirdikleri yiyeceklerin arasında muhakkak yumurta ve haluj-şelame olmalı. Bunları bereketin sembolü olarak telakki ediyorlar.  

“Mezdegu (Mozdok) şehrinde ve Melğebeg, Kuşhakuaje, Lukovskaya köylerinde yoğun olarak yaşayan fakat pek belli etmeseler de inançlarına sadık Hıristiyan Adigeler vardır”

Günümüzde de yine ev sahibi mumları yakar ve masayı hazırlar. Sofrada konuklara yemekler ikram edilirken gençler şarkı söylemek için gelir. İçlerinde akordeoncular da olur. Gençler gelecek yılın iyi olması için sağlık ve mutluluk dileyen şarkılar söyler. Yaşlılar ise huaho (dua) yapar. Masada; haşlanmış hindi, maksime ve üç çeşit ev yapımı ekmek bulunur. Geleneklere göre sofrada oturanların en büyüğü, hindinin kanadını koparıp ailenin en genç üyesine verir. Dua edildikten sonra ekmeği üstten alta, soldan sağa keserek haç imgesini canlandırır. İnanışa göre, Noel gibi dini bayramlarda bu ekmekten yiyenler evli değilse evleniyor, hastaysa sağlığına kavuşuyor. Bugün Ortodoks Mezdeug Çerkesleri yaklaşık 5.000 nüfusa sahipler. Yaşadıkları yerlerde, eski âdetlerini koruyarak yeni nesillere aktarıyorlar. 

Türkiye diasporasındaki Hıristiyan Çerkesler ise anavatanın aksine Protestan mezhebine mensuplar ve Noel’i 25 Aralık’ta kutluyorlar. “Temelde değişen çok bir şey yok. Hepimiz İsa Mesih imanlısıyız. Hepimiz Adigeyiz. Aynı kutsal kitabı okuyoruz” diyorlar. Anavatanda yaşayan Hıristiyan soydaşlarımız ile sürekli iletişim halindeler. Anadilini bilen sayısı çok az. Kültür ve anadili konusunda asimile olmaktan fazlaca üzüntü duyuyorlar. 25 Aralık’ta İsa Mesih’in doğum gününde törenler yapıp sofralar kurarlar. Anavatanla benzer olarak sofralarını, evlerini, bahçelerini ışıklandırırlar. Kilisedeki ayinlere mümkün oldukça tüm aile katılır. Aile üyeleri birbirlerine hediyeler alır. O gün eğer kimsesiz insanlar varsa evlerine davet eder, şölene katılmalarını sağlarlar. Gerek yılbaşında gerek Noel’deki tüm kutlamalarını ve ibadetlerini Xabze’ye uygun olarak yaparlar. Yani Xabze, onlara nasıl bir yaşam sunmuşsa aynen uygulamaya devam ediyorlar.  

“Çerkes peyniri hemen her Hıristiyan Adigenin evinde kendi yaptığı bir yiyecektir. Anavatandan farklı olarak; içecek olarak maksime değil de kırmızı şarap tüketilir”

Noel ve yılbaşı kutlamalarında yemek başlamadan önce thamade’nin yaptığı, günün önemine ilişkin bir konuşma oluyor. Sonra topluca yemek için dua ediyorlar. Ekmekleri keserek değil kopararak parçalara ayırıyorlar. Su içerken bardağı karşıdakinin suratına karşı kaldırmıyorlar. Thamade’nin aksi tarafına hafif dönerek içiyorlar. Yemek bitse dahi thamade kalkmadan sofradan ayrılmamaya özen gösteriyorlar, bu nedenle thamade’nin yemek yeme hızına ayak uydurmaya çalışıyorlar. 

Noel sofrasında öncelikle haşlama et olmasına çaba gösterilir. Psıhalive de sıklıkla yapılır. Özellikle mısırla yapılan baste ve şıpsi sofranın vazgeçilmezidir. Çerkes peyniri hemen her Hıristiyan Adigenin evinde kendi yaptığı bir yiyecektir. Anavatandan farklı olarak; içecek olarak maksime değil de kırmızı şarap tüketilir. Alkol almak istemeyenler ise kalmıkşey içer. Kalmıkşey severek sıkça tükettikleri içeceklerin başında gelir. 

Tüm dünya diasporasında ve anavatanda yaşayan Hıristiyan Çerkes ve Abhazların bir araya gelerek oluşturduğu bir Facebook sayfası ve web siteleri de mevcut. Orada birbirleriyle iletişim ve kaynaşma içindeler. Ayrıca bu sosyal medya sayfası ve site üzerinden kendilerine ait pek çok dini, kültürel ve sosyolojik bilgi, belge, doküman ve kaynağa ulaşmak mümkün. Türkçe-Adigece (Doğu, Batı diyalektleri)-İngilizce-Rusça olmak üzere çoklu dil seçimiyle istenen dokümana yazılı ya da video halinde ulaşılabiliyor. Oldukça özenle hazırlanan web sitesinde kutsal kitap İncil’in de Adigecesine erişilebilir. Bu konuda Ubıhların Dechen sülalesinden olan Pastör İhsan Özbek oldukça titiz davranıyor. Türkiye’deki Kurtuluş Kiliselerinin başpastörlüğünü de yapmış olan İhsan Özbek’in dini vaaz videolarını siteden izlemek mümkün. 1996’dan beri Ankara’da Kurtuluş Kilisesi’nin pastörlüğünü yapan Özbek, aynı zamanda 1996-2007 yılları arasında Türkiye Evanjelik İttifakı’nın başkanlığını da üstlenmiştir. Özellikle din özgürlüğünü savunan bir dizi laik ve dini insan hakları örgütünde aktif olarak yer almıştır. Ayrıca uluslararası bir Hıristiyan mezhebinin küresel icra komitesinde bir pozisyona sahiptir. 

Yaşanan sürgünün getirdikleriyle birlikte diasporada yeni yıl kutlamaları zamanla tamamen unutuldu. Vatanda kalan Adigeler de Sovyetler Birliği döneminde yılbaşı kabul edilen 1 Ocak gününü yılbaşı olarak kutlamaya başladılar. Ancak bir suikast sonucu yitirdiğimiz büyük Adige biliminsanı Thamade Prof. Tsıpine Aslan’ın Nalçik’te Abhazya Meydanı’nda yeni yıl kutlamalarını organize etmesiyle birlikte son yıllarda anavatanda kutlanmaya başladı ve artan bir coşkuyla da devam etmekte… “Diasporada da başlaması ve sürmesi dileğiyle” diyerek eski bir yeni yıl huaho’su ile yazımı bitirmek istiyorum: 

“Yeni yıl evlerimize iyi nasipler getirsin. Hastalıklardan uzak, dünya barış içinde, ocağımızda bol rızık, sağlık, gönlümüzden geçirdiğimiz her iyi şeye ellerimiz ulaşarak, mutluluk içinde yeni yılı geçirmemizi Thaşxho’dan diliyorum.”  

  

Kaynakça: 

-http://www.christiancircassians.com/ 

-facebook.com/Hristiyan Çerkesler 

-Dumanış Avledin, Çerkes Kültürü Üzerine Etüd, Kaf-Dav, 2004 

-Yedic Batıray, Adigelerin Yeni Yıl Kutlamaları, Circassiancenter 

-Wuneroko Raya, Çerkeslerde Yeni Yıl, Cerkessia.net 

-Murat Papşu, Çerkeslerin Yeni Yıl Karşılamaları, Adige Takvim 1997-98 

-Şora Neguma, “History of the Circassian Nation”, Elbrus Book Press, Nalçik, 1982 

-Çerkeslerin Dinsel Tarihi, Cumhuriyet gazetesi, 22 Mayıs 2003 

-Din ve Çerkesler Üzerine Bir İnceleme, Circassian Diaspora, 19th January 2012 

-Soner Daur, Mozdok Çerkesleri, Çerkes Tarihi, 14 Aralık 2014 

-Chen Bram (1999), Kafkasya’ya Çerçeve Yeniden Göç 

-“Arena: Rusya’da Dinler ve Milliyetler Atlası”, sreda.org, 2012 

-Ayşe Övür (2006), Çerkes Mitolojisinin Temel Unsurları: Tanrılar ve Çerkesler, 21 Aralık 2013 

-Wayback Machine. Toplumsal Tarih, Kasım 2006, Sayı: 155 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz