1. Aytemur: “Abhazya’ya başarmak için geldim”
Yarınımız, geleceğimiz, gücümüz, inancımız gençlerimiz ise sizleri Ersin Aytemur ile tanıştırmak istiyorum. Ersin, stajyer öğretmen olarak görev aldığım lisedeki öğrencilerimden.
Bir gün bilgisayar laboratuarında 6-7 öğrencime yüksek öğrenim ile ilgili düşüncelerini, planlarını sordum. Birçoğu Yüksek Öğrenim Kurumu ve siyasi otoritenin eğitim hayatlarını nasıl darbelediğinden, ket vurduğundan bahsetti. Evet benzer şeylere ben ve yüz binlerce insan da maruz kalmıştı. Gelecek ile ilgili hayalleri çalınmıştı. Bu nasıl bir düzenlemeydi ki, Endüstri Meslek Lisesi okumuş bir öğrenci Endüstri Mühendisliğinde okuyamıyordu veya Anadolu Teknik Lisesi mezunu bir kişi teknik bir üniversitede okuyamıyordu. Tüm bu açmazlar elbette ülkede yaşayan herkesi derinden etkiliyordu.
Biz bunları konuşurken bir öğrenci; “Hocam! Ben Abhazya diye bir ülke var biliyor musunuz? Oraya gidip yüksek öğrenim görmek istiyorum” dedi. Gözlerimin içi gülerek onu sonuna kadar dinledim. Sonrasında Ersin neden gülümsediğimi sordu, “yoksa sizde mi Çerkessiniz?” dedi. “Evet” dedim. Beraber güldük. Haliyle diğer öğrenciler bu kavramı, ayrımı iyi bilmediği için duruma yabancı kaldı. Ersin tam bu konuda kafasında netleşmeyen, birikmiş soruları sormaya başladı. Sorular 2-3 hafta sürdü. Artık Ersin tam manasıyla gitmeye karar vermişti. Derslerde ona tasarım programları öğretmem gerekiyordu. Ama o kararlılıkla Abhazya konusunda sorularına devam ediyordu. Hatta 1-2 ders Kiril alfabesi çalıştığımızı bilirim. Tabi tüm bunları yaparken diğer öğrencileri aksatmadan yürütüyordum.
Sonuç; Ersin, Abhazya’da üniversite öğrencisi şimdi..
Tam da yılbaşı tatili için Türkiye’ye gelmişken onunla anavatanda okuyan bir Abhaz genci olarak röportaj yapalım istedim. Beni kırmadı, Kafkas Kültür Derneği’nde (Bağlarbaşı) buluştuk.
-Öncelikle İstanbul’a hoş geldin, yeni yılın kutlu olsun Ersin. Abhazya’da hangi üniversitede, bölümde okuyorsun? Hangi şehirde yaşıyorsun, biraz bahseder misin?
-Sayın hocam, öncelikle sizin de yeni yılınız kutlu olsun, röportaj için teşekkür ederim. Abhazya’nın başkenti Sohum Devlet Üniversitesinde okuyorum. İlk iki sene Rusça ve Abhazca öğrenmek için üniversitenin bizim için oluşturduğu kursa gidiyorum. Kurs, normal üniversite dersleri gibi geçiyor. Dinliyoruz, konuşuyoruz ve yavaş yavaş kendimizi geliştiriyoruz. Bu dilleri iki sene içerisinde öğrendikten sonra sınavlara girerek bir bölüm kazanma şansımız olacak, buna hazırlanıyoruz. Üniversitemize yakın, Kelaşur kasabasında kalıyorum. Abhazya’nın 7 şehri var ve bunlara bağlı kasaba ve köyler var, kaldığım yer de Sohum’un bir kasabası.
-Kısa olarak Abhazya ve Türkiye’yi karşılaştırabilir misin? Beklentilerini karşıladı mı?
-Bugüne ve geleceğe bakarsanız Abhazya, Türkiye’den daha güzel, çekici ve harika bir ülke. 4 mevsim yeşil, havası ferah, suyu temiz, vatandaşı iyi kalpli bir ülke. Orada hiç sorun yok, kavga yok, gürültü yok, sıkıntı yok. Türkiye’deki gibi hava kirliliği yok. Doğası harika. Bana göre bugüne kadar dinlediğim ve bildiğim herşey var. Allahın izniyle okuduktan sonra da burada evlenip yaşamımı sürdürmeyi düşünüyorum. Benim gibi ailem de burada yaşamını sürdürmeyi planlıyor.
-Abhazya’da ulaşım konusunu nasıl? Sen, Sohum’a nasıl ulaşıyorsun örneğin?
-Abhazya’da da ulaşım aynı İstanbul’daki gibi; taksi, otobüs ve dolmuşlarla sağlanıyor. Eve bazen otobüsle bazen de dolmuşla gidiyorum. Ama şu sorun var ki yazları hariç dolmuş ve otobüsler saat 6 dan sonra çalışmıyor. Bu yüzden de eğer kurs, eğlence, iş vs. varsa bir de cebinde para varsa taksi tutmak zorunda kalıyorsun. Tabi eviniz benim gibi şehre uzaksa..
-Abhazya’da nerede kalıyorsun? Barınma ve burs konusunda üniversitenin sağladığı imkanlar nelerdir?
-Abhazya’nın yerlisi Abhaz gençlerin yanında kalıyorum. Ev sahibimiz iyi kalpli, ismi Astemur olan bir genç. Arkadaşımın annesi ve babası vefat etmiş, kendisi üniversiteyi okuduktan sonra çalışmaya başlamış. Kendi evini ise benim gibi öğrencilere pansiyona veriyor. Buradan da gelen bir miktar parayla geçinmeye çalışmakta. Üniversite bize dil öğrenmemiz için imkan sağlıyor. Öğrencilerin kalması için şu anda bakımsız olan üniversiteye ait bir yurtta tadilat çalışmalarına başladı.
-Oradaki eğitimi Türkiye’deki ile karşılaştırabilir misin? Yani aldığın yüksek öğrenim seni tatmin ediyor mu? Zorlukları nelerdir? Abhazya’da da, Türkiye’deki gibi kısıtlamalar söz konusu mu?
-Tabi bilebildiğim kadar karşılaştırabilirim. Abhazya’daki öğrenim sistemi disiplinli ve köklü bir eğitim sistemi. Öğretmenler elinden geldiği kadar öğrencilerle birebir ilgileniyorlar. Ayrıca okul dışındaki yaşamlarını da takip ediyorlar. Zorluk bakımından yabancı dille öğrenim yapmak gerçekten çok uğraştırıcı. Türkiye’de konuştuğumuz dilde eğitim yaparken, burada tamamen yabancı bir dille eğitim yapmak zorunda kalıyorsunuz. Fazla bir kısıtlama söz konusu değil, rahat hareket edebiliyoruz.
-Abhazya’da sosyal çevreni kimler oluşturuyor? Üniversite bunu önemseyip, katkı sunuyor mu?
-Sosyal çevremde Abhaz öğrenciler ve Türkiye’den dönüş yapmış Abhazlar bulunuyor. Şu anda üniversitenin böyle bir katkısı yok.
-Üniversite, Abazaca dışında başka hangi dilleri öğretiyor? Kalitesi konusunda yaklaşımın nedir?
-Üniversitede Abazacadan başka Rusça ve İngilizce eğitimi veriyorlar. Gayette yeterli seviyede eğitimler.
-Özlem konusunda da biraz düşüncelerini alabilir miyim? Yani eğitim uğruna ailenden uzak kalma fedakarlığını gösteriyorsun. Değdiğini düşünüyor musun?
-Bu gerçekten zor bir konu. Bir şeyleri başarmak için, kendi ayaklarımın üstünde durmak için 19 senedir ayrı kalmadığım ailemden uzaklaştım. Bazen kendi kendime “şimdi annem, babam, kardeşim ne yapıyordur” diye ailesinden ayrı yaşayan çoğu insan gibi ben de söyleniyorum. Bazen de çok duygulanıyorum. Ama ben buraya başarmak için geldim, artık zamanımı iyi değerlendirmek ve bunu başarmak için çalışıyorum. Onun için biran önce sonuç alıp ailemi de yanıma almak ve anavatanımızda hep birlikte yaşamak istiyorum. Eğer başarırsam ailemden ayrı kalmaya değermiş diyeceğim.
-Biliyoruz ki Abhazya’nın da eksiklikleri mevcut. Orada yaşayan bir genç olarak senin gözüne çarpan önemli eksiklikler nelerdir?
-İnternetin yaygınlaşmamış olması, ulaşım sorunu ve halihazırda öğrenciler için yurdun hazır olmaması.
-Gürcistan’ın baskısı, Abhazya üzerinde ne kadar hissediliyor? Orada yaşayanlar arasında ayrışmaya, çatışmaya neden oluyor mu?
-En önemlisi Gürcistan’ın baskısıyla serbest dolaşım hakkımızın verilmemesi, Türkiye’den direkt uçuşların olmaması, birçok uluslararası firmanın faşist Gürcülerin baskısıyla Abhazya’da şube açmaması. Abaza ulusu birbirine çok bağlı ve gözü pek bir ulustur. Bu yüzden onları etkilemiyor.
-Abhazya, hayalinde düşlediğin, beklediğin gibi bir ülke mi?
Hayalimde ailemle birlikte sorunsuz rahat ve temiz bir ülkede yaşamak vardı ve bu da her haliyle Anavatanım Abhazya. Her zaman var olsun Abhazya.
-Abhazya’da ve üniversitede fikir özgürlüğüne saygı konusuna nasıl bakılıyor?
-Genelde tüm Abhazya’da ve üniversitede düşünce özgürlüğüne ve dinlere saygıyla, hoşgörüyle yaklaşılıyor. Bu konuda bir kısıtlama yoktur.
-Türkiye’deki Çerkeslerin, açılım konusundaki yaklaşımları Abhazya’da nasıl karşılanıyor?
-Abhazya’dan bakıldığında demokratik açılım fazla konuşulmuyor. Çünkü Abhazya, Türkiye diyasporasının sadece Abhazya’ya yönelik girişimler ve yatırımlar yapmasını istiyor. Gerçek olan şudur ki anavatanımız Abhazya’dır ve dileğimiz oraya geri dönmek olmalıdır.
-Türkiye’deki düşünce dünyanla, Abhazya’daki arasında ne gibi farklar var?
-Eğer anavatanıma gelmeseydim, Türkiye’de kalsaydım okumayacaktım. Kendimi geliştiremeyecektim. Çünkü Türkiye’de iken bir boş vermişlik söz konusuydu. Düşüncemde hep gezmek, eğlenmek vs. vardı. Fakat Abhazya’da bu düşüncelerin hepsini sildim ve kafama başarmak, çok çalışmak, bahsettiğim dilleri öğrenip, anavatanımı iyice tanıma d düşüncesini koydum. Bir dili öğrenmek için gerçekten o dilin ülkesinde yaşamak şart. Çünkü Türkiye’de okullarda öğretilen İngilizce’nin ben dahil kimseye faydası olmuyor. Anca “What is your name?” kalıyor aklımızda. Hep Türkçe konuştuğumuz için öğrendiklerimiz aklımızdan siliniyor. Ama o dilin çok konuşulduğu bir yerdeyseniz, sadece sizin yapmanız gereken çalışıp kelimeleri öğrenmek, gerisi konuşmak zorunda olduğunuz için geliyor zaten. Yani demek istediğim, dil kendi ülkesinde öğrenilir.
Bir konudan daha bahsetmek isterim. Kendi açımdan hep çekinirdim; televizyonu açtığımda haberlerde kavga, sorun, kriz, ekonominin altüst olması, Türkiye’de iç savaş ve birçok dertle karşılaşacağımı düşünür, geleceğe endişeyle bakardım. “Bu sorunlarla nasıl baş edeceğim, gelecekte çocuklarım nasıl yaşayacak bu ülkede” derdim. Ama şu anda Anavatanım diye söylemiyorum bu kadar büyük sorunlar yok, Abhazyam rahatça yaşayabileceğim bir ülke.
-Son olarak diyasporada yaşayan Çerkes toplumunun genç bireyleri için Abhazya’daki yaşamı ve eğitimi tavsiye eder misin?
-Tabi ki, hiçbir vatandaşım geç kalmasın. Bir an önce Abhazya’ya dönsün ve oraya yerleşsin. Zira Anavatanımızın nüfusa ve gençlere ihtiyacı var.
-Verdiğin değerli bilgiler için teşekkürler Ersin, başarılı yarınlar dilerim.
Sayı : 2010 01