Aşuwa Krallığı

0
2751
Aşuwa Krallığı’nın -MÖ. 3000’lerden MS. 3. ve 7. yüzyıla kadar- egemenlik alanı; Yukarı Mezopotamya (Dersim) coğrafyasından başlayarak Batı Anadolu’ya dayanmaktaydı. Aşuwa Krallığı’nın merkezi ise Dersim Çemişgezek’teki Aşuwan Köyü idi. Bu köyün bitişiğindeki Vasgıvan Köyü ise geçmişte Mitanni – Hurri – Gutti Krallıklarına başkentlik yapmıştı. Anadolu Uygarlıkları üzerine çalışmalar yapan Ekrem Akurgal: “Vasgıvan’ın tarihteki yerinin neresi olduğunu biz tespit edemedik” diye yazmıştı. Vasgıvan da, Aşuwan Köyü ve kalesi gibi, 1968’de Keban Barajı’nın göl suları altında kaldı. Bu yöreler su kıyısında verimli alüvyon topraklara sahipti. İlk çapa tarımı buralarda yapılmış, buğday yetiştirilmişti. Aşuwa (İşuwa) ayrıca Dersim’in tarihteki ilk adlarından biriydi. Günümüzde Dersim için hala bu ad kullanılmaktadır.
 Aşuwa Krallığı, Dersim’den Batı Ege’ye uzanan bu geniş coğrafyada uzun yüz yıllar egemenlik sürdürdü. Bu yörelere Alanlar da yerleşmişlerdi. O zamanlar (MÖ. 3000’ler) bölgede beş dil ve bu dillere bağlı pek çok şive konuşuluyordu. Luviler, Pelasglar, Kissisler, Dımıliler gibi diller. Yunan filozofları olarak bilinen pek çok antik edebiyat el yazmacısı (ki bunların pek çoğu hatta yüzlercesi Yunan değildi) yeni geliştirilen Fenike alfabesini kullanarak kendi dilleriyle yazılar yazmışlardı. Bölgede egemen inançlar; Kafkasya, Yukarı Mezopotamya (Dersim) ve Mısır kökenli inançlardı. Pek çok tanrı-tanrıça adları gerek Mitanni – Hurri – Gutti Krallıkları zamanında gerekse de Aşuwa Krallığı zamanında iç içe karışmış, aynılaşmıştı.
Batı Ege Aşuwa Krallığı içerisindeki bu bölgeye Astrya deniliyordu. Astlar, Kafkas halklarının Aşuwa Krallığı içerisindeki atalarıydı. Yukarı Mezopotamya’dan (Dersim) Ege’ye, Kafkasya’ya kadar dağılmışlardı. Ege’deki; Edremit, Çandarlı, Aliağa, Foça, Bergama ve bugünkü Dikili Bademler Köyü civarı o zamanlar Astrya olarak adlandırılıyordu. Astr sözcüğü, Aşuwa içerisindeki Dersimli Dımılilerin dilinde yıldız demekti. Yani Astrya, Yıldız Ülkesi ya da Astların Ülkesi anlamındaydı. Ve Aşuwa Krallığı’na bağlıydı. Astrya Batı Anadolu’da önemli bir bölgeydi. Dönemin pek çok filozofu burada doğmuş, burada yaşamışlardı. Sonra Persya’dan gelen saldırılar ve savaşlarla bu filozoflar daha batıya göç başlattı, Yunanistan’ı ve adaları yurt tuttular. Ünlü Pitagor (Pisagor), Astrya – Yıldız Ülkesi ya da Astların Ülkesi- doğumluydu. Astrya yakınlarında kayalık bir kıyıya ağzı bulunan ve çok derin olan Sapra adında bir göl vardı. O zamanların Sapra Gölü, bugün İzmir Dikili Bademler Köyü’nün yakınlarında Gölbaşı diye adlandırılmaktadır. Burada egemen inanç Ana yanlı inançlardı. Baş Ana Tanrıça Anderiya idi. Anderiya’nın iki kızı vardı, biri Hera, diğeri Kayme. İyilik ve kötülük tanrıçaları… (Lidyalılar döneminde Foçalılar para basmışlardı, arkasında Kayme’nin resmi vardı. Anadolu’da bu gün bir mal için hala ‘bunun fiyatı kaç kayme’ denilmektedir. Bu söz parayı ifade eden bir söz olarak hala kullanılmaktadır.) Anderiya, Kayme ve Hera tanrıçaların anasıydı. Tanrıçanın yaşadığı bu topraklarda Palaia denilen bir mağara ve bir geçit vardı.
 Bir gün bir çoban sürüsünü burada yaymıştı. Sürüden ayrılan bir keçi, geçidin ağzından içeri düşmüş ve ertesi gün oraya, yani Tanrıçalar Anası Anderiya’ya kurban kesmek için giden sürü sahibi tarafından bulunmuş, geçit ortaya çıkartılmıştı. Burası Aterneus (Dikili) tiranının (tanrı tanımazlar) yaşadığı yerdi. Filozof Aristo burada doğmuş, yaşamı bu tepede geçmiş ve burada ölmüştü. Mezarı Dikili’deki Aterneus adlı tepededir. Yani şimdiki Dikili topraklarında o zamanki Aterneus tiranı yaşıyordu. Bu tiranın adı Hermies’ti. Pitane (Çandarlı) kentine kadar egemendi. Buradan geçen nehir, daha o zamanlarda Adremittiynlular (Edremitliler) tarafından yapılmış suyollarına sahipti. Buralarda ünlü filozoflardan Zenon ile Polemon’dan dersler almış, onların öğrenciliğini yapmış Arkesilaos, Pitane doğumluydu. Zenon’un, Polemon’un, Arkesilaos’un dilleri Aşuwa Krallığı içerisindeki unsurların konuştukları dillerdi. Burada egemen tanrı-tanrıça öğeleri Yukarı Mezopotamya’da (Dersim) varlık gösteren Aşuwa Krallığı içerisindeki halkların inanç dizgeleriydi. Bu inançlar buralara yani Astrya-Astların ülkesine- bu halklar tarafından taşınmıştı. Tanrılar Anası Anderiya inancı Aşuwa Krallığı içerisinde Dersimli Dımıli boylarının inançlarından biriydi.
O dönemin Aşuwa Krallığı içerisindeki Pitane yani bugünkü Çandarlı kıyısında Aterneus tepesi yakınlarından geçen Bakırçay ırmağına o zamanlar Kaikos ya da Astros deniliyordu. Bu sözcükler Kafkas orijinlidirler. Kaikos suyunun üstünde yüzen taşlardan söz ediyor Strabo. Bu taşlar Kaikos ırmağından yüzerek, Çandarlı’ya (Pitane) su yüzünden gelirdi. Bu taşlar (ponza taşı) topuk taşıydı. Aşuwa Krallığı içerisindeki yöre halkları bu taşları toplar, gümüş parlatan işçilere satarlardı. Asur ve Babil’den Aşuwa Krallığı’na getirilen gümüşleri; Çandarlı’daki (Pitane) atölyelerde gümüş işçileri ponza taşlarıyla parlatılıp, şekiller vererek daha batıya ticari bir emtia olarak satarlardı.
Pitane, (Çandarlı) Aterneus (Dikili), Pergamon (Bergama) arasında Theutehrania adında bir yer bulunmaktaydı. Burada Theutehras adında biri yaşıyordu. Burada yaşayanların tümü Aşuwa Krallığı’nın içerisindeki farklı etnik kökene sahip unsurlardı. Bu unsurlar Kafkas orijinli Pelasglarla, Yukarı Mezopotamya orijinli Dersim Dımılileri, Luvi, Etrüsk ve Kissislerdi. Yöredeki bir söylenceyi -yer darlığıyla özetle- büyük tragedyacı Euripides şöyle anlatıyor: Aleus, kızı Auke’nin, Herakles tarafından baştan çıkartıldığını anlayınca, çocuğu Telefos’u bir sandığa koyarak denize bırakır. Teutehras sandıktakileri kurtarır, anneyi eş, çocuğu üvey evlat alır, öz oğul olarak kabul eder… Bu bir efsanedir. Böyle de olsa o süreçte Aşuwa Krallığı halkları yaşıyorlardı buralarda. Homeros ise efsaneyi özetle: “Bir kılıç vuruşuyla öldürülen Telefos’un oğlu kahraman Euryplos ne yiğit adamdı ve çevresinde bir sürü arkadaşı Keteileler, bir kadının armağanları uğruna kılıçtan geçirilmişti” biçiminde anlatmaktadır. Keteileliler kimdi, tespitte zorluk var.
Not: Metin içerisinde geçen Kaikos, Astros gibi ırmak adlarıyla; Adremittion, Pitane, Aterneus, Astrya, Theutehrani gibi yer adları ve Zenon, Polemon, Arkesilaos, Telefos, Hermies, Aristo, Anderiya, Hera, Kayme, Auke, Herakles, Aleus, Euripides gibi kişi adlarının hiç biri batı dillerinden sözcükler değildir. Tümü Aşuwa Krallığı içerisindeki Yukarı Mezopotamya (Dersim) ve Kafkas dillerinden isimlerdir.
Kaynakça:
*GEORGİ, Kawllason. Heradot Tarihi.
Kanat Kitapevi. Tan Matbaası. 1941. İst. Çev. Ö.
Rıza DOĞRUEL
*ERİŞ, Eyüp. Dikilinin Milli Geçmişi. Dikili Belediyesi Kül. Yay.
*KAYAR, Korhan: Hintlilerde Tanrı. Kaynak Yay.
*KLENGEL, Horst: Hamurabi Yasaları ve             Babil Günlüğü. Çev: Nesrin Oral, Telos Yay. İst.
*MORGON, Henriy. Eski Toplum. Payel yay. 1987 Çev. Ünsal Oksay. I. Cilt.
*THOMSON, George: Tarih Öncesi Ege I, Çev: Celal Üster, Payel Yay. İst. 1995.
*TIRPAN, Ahmet A. Prof. Dr., SÖĞÜ, Bilal. Doç. Dr. Lagina. Eylül 2005. Muğla.
*UHLING, Helmut. Avrupa’nın Anası Anadolu, Telos Yay. İst.

Sayı: 2010 11
Yayınlanma Tarihi: 2010-12-01 00:00:00