Bizim Çerkes Milletinin en acı günü. Son on yıldır gündeme getirilmeye çalışılıyor. Önceleri denize çelenkler bırakılarak yapılan mütevazi anmalar şekil değiştiriyor yavaş yavaş. Bunun bir anmadan çok protesto olması gerektiğini söyleyenler var. Dolayısı ile Anma-Protesto Etme çelişkisi üzerine tartışıyor ve yarışıyor çeşitli Çerkes grupları.
Soykırım kavramı bu gün daha bir yerli yerine oturuyor Çerkeslerin zihninde. Bu meseleye bu şekilde yaklaştığın zaman 21 Mayıs bir protesto günüdür ve muhatabı Rusya’dır.
Kafkasya Forumu bu konuda çok net. Bu bir soykırımdır / Rusya Kafkasya’dan defol diyor, SOCHI muhalefetinin başını çekiyor. Bu söylem diğer guruplar için epeyce sorunlu. Diğer en uçtaki isim Dr. Batıray Özbek (Dönüşçüler için ne kadar bağlayıcıdır bilemem ama) soykırım sözcüğünü ağzına almadığı gibi neredeyse tek suçlu olarak Osmanlıyı işaret ediyor. Kaf-Fed’in yeni yönetimi yeni görüşler geliştirebilir belki ama eski çizgi Batıray Özbek kadar değilse de daha anlaşılabilir nedenlerle Rusya’ya muhalefet etmekten yana değil.
Bu günün tayin edici tartışması bu.
Çerkesya Yurtseverleri ikisinin arasında bir yerde duruyor, bazen sert bir Rusya muhalefeti yapıyor görünüyor ama eninde sonunda bir dönüş hareketi halinde. Rusya’ya karşı duruşları çok berrak değil, muğlak şeyler söylüyorlar. Zamanla berraklaşabilir, göreceğiz. Kaf-fed kadar uzlaşıcı değiller ama Forumun net tavrı yok onlarda.
ÇHİ’nin bu konuda her hangi bir fikri var mı bilmiyorum. Kendine seçmiş olduğu kulvar Türkiye. Türkiye demokratikleşirken Çerkesler unutulmasın istiyor. Bu konuda Kaf-Fed’i fena halde zorluyor. Sonuç olarak Kaf-Fed, Rusya politikalarında Forum tarafından, Türkiye politikalarında ise ÇHİ tarafından sıkıştırılıyor. Yurtseverler de Kaf-Fed’e muhalefet ediyorlar ama nedenleri farklı. Kaf-Fed, Çer-Fed olsun istiyorlar kısaca.
Ben Batıray Özbek gibi düşünmüyorum. Hatta bu Büyük Felaket’in oluşmasında İngilizlerin, Osmanlının, Çerkes Feodalleri ve Çerkes Dinadamlarının rolü büyüktü denilerek, Rusların suçunu önemsizleştiren (Sovyet işi) görüşlere de katılmıyorum. Bu işi iyice sulandırıp işin içinde İran da vardı diyenlere hiç katılmıyorum. İran meselesi komik te, diğerlerinin rolleri varsa da çoook çok talidir. Bu işin aslı esası Rusya’dır.
Hatta tek suçlu Rusya’dır.
Bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Feodalizmin o dönem daha güçlü yaşandığı Bjeduğ ve Kaberdeyler’de sürgün oranı,neden görece olarak çok daha az? Diğer taraftan sürgüne neden olacak kadar güçlü din adamları vardı da madem, şu diasporada neden mühim bir Çerkes Şeyhi yok?
Geçelim.
Tek suçlu Rusya ise 21 Mayısın temel protesto hedefi de Rusya olur, başka neresi olacak?
‘Bize bir de Rusya baharı lazım’ derken, Rusların Kafkasya’dan defolup gitmeyeceklerinin epeyce farkındayım ben. Rusya parçalansın diye bir merakım da yok. Ama demokratikleşsin. Bu Çerkeslerin işine yaramaz sadece, orada yaşayan ve belki binlerce yıl yaşayacak olan Rusların da çıkarına. Rusya baharı olacaksa, öyle olur.
Bu bağlamda Rusya ile bir şekilde ilişkimiz olacak, bazen tansiyonu yüksek olacak bu ilişkinin- bazen daha hafif. Geçmiş 12 yıllık Putin yönetimi bu konuda sağır bir duvardı halkımıza karşı ve görünen o ki önümüzdeki 10 yıl da farklı olmayacak. Rus aydınlarına bir şekilde ulaşmamız gerekiyor ve onların kanalıyla Rus kamuoyuna. Bu meseleye Putin’den farklı yaklaşma ihtimalleri sadece onların var. Çünkü diğer siyasi partilerden de demokrasi talep edeni yok. Yönetimden hiç ümit yok, bunlar demokratik yollardan sürekli olarak protesto edilmeli.
Türkiye Çerkesleri, daha iyi gelişmeler olabilir diye uzunca bir süre hassas davrandı Rusya’ya karşı. Kaf-Fed ve çeşitli örgütlerin bu pasif tavrı bu nedenle oluşmuş idi biraz. Yoksa herkes gibi onlar da biliyor dördü/dokuzu.
Vakit doldu. Hiçbir iyi emare yok ortalıkta, öyleyse neden bu hassasiyet?
Ben Beşiktaş’a da giderim ama 21 Mayıs’ın esas yeri Taksim’dir.
CARI.
Sayı: 2012 05
Yayınlanma Tarihi: 2012-05-01 00:00:00