21 Mayıs / Uludere

0
2504
Çerkes milleti 21 Mayıs Sürgününü İstanbul şehrinde 3 ayrı gösteriyle andı. Kefken kıyılarında da bir anma olmuş ama orası önemini yitirdi galiba. Merkez İstanbul’dur bundan sonra, kim ne derse desin.
Kafkasya Forumu’nun başını çektiği ve Rusya’yı protesto eden Taksim mitingi, Çerkesya Yurtseverlerinin aynı kulvar da yürüyüşü, Beşiktaş’ta Kaffed tarafından organize edilen anma programı.
Jıneps ve ÇHİ, Forumun yürüyüşündeydiler. Bir genç, Jıneps’ın hazırladığı pankartlardan birini uzattı bana; ‘Devrimci Çerkes’. Başka bir şey yok mu acaba dedim bunu İnci Hekimoğlu’na verseniz ya da Yaşar Güven’e? Var dedi seç, beğen al. Ne olduğunu hatırlamıyorum ama daha makul bir şey verdiler elime, devrimci olanı da İnci’ye verdiler. İşçi değilim-devrimci değilim şimdi, Hakkı Kurmel inanmasa da. Baktım Ahmet Asena da gelmiş, motosikletini AKM’ye park edip. Bülent Uluer de vardı hey gidi, Süleyman Seba bıyıklarıyla kös kös yürüyor önümde. Hikmet Şenses bir on dakika uğrayıp İbrahim Kaypakkaya’yı anmak için kayboldu ortadan (18 Mayıs). İki ortayolcu ile bir Mao’cu, hem de o duvarın dibinde. Halil Berktay yoktu da ortalıkta Allahtan, bir maraza çıkmadı.
Yaşar Güven; Lazlar, EDP, ÖDP, İnci Hekimoğlu (ML), Süryani, Keldani, Caferi, Musevi, Rumi, Alevi, Bask temsilcilerini selamlamaktan helak olmuş vaziyette. Bizans temsilcisi yanda duruyor dedim, sana bakıyor. Onu da sen selamla dedi, usandım artık. Ben Soros beyle beraber olduğum için meşguldüm ama elini sıktım. Ben dedi Oktavyanus, Kleopatra’nın selamlarını sunuyor, acınızı saygıyla paylaşıyorum. İletirim dedim Çerkes Milletine.
Lisenin oralarda Cemil Ertem ile Erol Katırcıoğlu esas duruşta selamladı korteji. İyi. Doğrusu budur. Duygu Ardıç yanaştı bir ara, Gabriel Garcia Marquez’in mesajını iletiyorum dedi şahsına, hadi canım dedim sen de ya, Hugo Chavez’den yok mu bir şey?
Birgül Asena koca yer bayrağının bir kenarını tutmuş taşıyor (ceza olarak). Birilerine satmaya çalışıyor ama nafile, 30 yıldır neredeydin bakalım? Seda Berzeg fotoğraf çekip duruyor, yine aynı-yine militan.
Forumu kurup mitingi yöneten çocukların zerre haberi yok bütün bunlardan, olmasın.
Devlet, bir 20 metre önce kesti yolu, Putin rahatsız olmasın diye (Rusya Kafkasya’dan Defol deniyor eni-konu). İyi, tamam o zaman. İlerde görüşürüz. Yalnız bu bizim yolumuz uzun, daha fonetik daha kolay sloganlar ve daha güzel şarkılar bulmak zorundayız. Buluruz/en şahanesini yaparız-merak etmeyin.
Çerkesler sahil yolunu tıkadığı için Beşiktaş’a taksiler çalışmıyordu akşamüstü. Yayan gittik. Dolmabahçe’den Barbaros meydanına yapılan yürüyüşün sessizliğini Volkan Düzenli’nin yoksul Çerkesle rekibi bozuyordu biraz. Kortejin başını çeken kalpaklı thamadelere kalsa, bir cenaze merasimine yanaşan komşu köy heyetinden farklı olmayacaktı. Ama uzun bir kortejdi kabul edelim.
Beşiktaş’ta eski dostlarla buluştuk, Taksim’e çıkmayan. Kayseri mitingini sordular biraz müstehzi gülümsemelerle. Çoluk çocuk-yaşlı genç her nesilden insanın bulunduğu bir kalabalıktı ama geçen yıldan daha az bulanlar vardı. Ayrıca Kaf-fed kusura bakmasın ama bir eylemden çok bir müsamereyi andırıyordu bu anma.
Artık gerek yok.
Uludere katliamı konusundaki sessizlik korkunç bir şey derken içişleri bakanının sessizliği bozan sözleri sessizliğe razı etti bizi. Aynı akşam Başbakanın Pakistan’dan dönüp havaalanında yaptığı açıklamalar daha da beter. Tazminatsa tazminat – özürse özür daha n’apacağız yollu bir açıklama.
Ak parti’yi on yıldır en zor duruma sokan sorun bu. 34 sivil bombayla imha edildi. 13 yaşında çocuklar var içlerinde. Kaçakçılarmış? Ne yapacaklardı başka?
Yapacağın şey Sayın Başbakan; ne olduysa onu açıklaman. Senin yaptığına inanmıyorum ben. Kim yaptıysa onu söyle yeter, artık öğrenmişsindir herhalde. Size düşen bu.
Bir de, biz Çerkeslerin içinden vicdanlı bir ses çıksa olmaz mı bu konuda? Bizi incitmedi mi bu katliam ha?
CARI.
 

Sayı: 2012 06
Yayınlanma Tarihi: 2012-06-01 00:00:00