Türkler!
Atalarından kalan tek miras soyadlarını taşıyamayan, dili yok olan, Çerkeslerin farkında mısınız?
Kür tler!
Sizlerin farkında olan, Çerkeslerin farkında mısınız?
Anadolu’nun üçüncü büyük etnik yapısının Çerkesler olduğunun farkında mısınız?
Türkiye diasporasında, sessiz ve zorlu bir var oluş mücadelesi verdiklerinin farkında mısınız?
Dünyaya dağılmış kardeşlerine, anavatanlarında yaşayan soydaşlarına uzatmaya çalıştıkları ürkek ellerinin farkında mısınız?
Beş milyon Çerkes’in kendine ait olmayan soyadları ile yaşadığının farkında mısınız?
Varlığını her sabah, Kür t’e, Türk’e, Çerkes’e, Çingene’ye, Laz’a, Abaza’ya Gürcü’ye değil, sadece Türk varlığına emanet eden çocuklarımızın farkında mısınız?
Çerkes tavuğundan, Çerkes peynirinden, Çerkes kızından öte, Çerkesleri tanımadığınızın farkında mısınız?
Yüzyıllık savaşların yenik halkı Çerkeslerin, atlarını, silahlarını ve yüreklerini, yüz yılı aşkın bir süredir Anadolu’nun her köşesinde kullandıklarının ve bazen kullanıldıklarının farkında mısınız?
148 yıllık muhacir hayatlarında, dişini tırnağına takıp bu topraklara tutunmaya çalışan ve fakat kendini, dilini, kültürünü unutmanın eşiğinde yaşayan Çerkeslerin farkında mısınız?
148 yıldır, yok olmanın kenarında büyüttükleri çocuklarının, yok sayıldıkça Çerkesleştiğinin farkında mısınız?
Farkında değilsiniz.
Sesinize ses katan, emeğinize emek katan, farklılıklarınızın yanında bir farklı halk olan Çerkeslerin farkında değilsiniz. Dilleri’nin, öykülerinin, masallarının, anılarının, acılarının, halkı sürgünde olan anavatanlarının farkında değilsiniz.
Yurt tuttukları topraklarda da, anavatanlarında da, yurtsever duruşlarının farkında değilsiniz.
Türkiye’de “Türk değilim” demenin günahkârlığını sır tlarında taşıdıklarının ve onların aslında günahkâr olmadıklarının farkında değilsiniz.
Yok sayıldıkları Türkiye Halkları’nın arasında, “farklılıkların zenginliği”ne inan, barış ve demokrasi yanlısı olduğunun farkında değilsiniz.
Hep birlikte yaşadığımız Anadolu’da, beş milyon Çerkes’in hiçbir yerde temsil edilmediğinin farkında değilsiniz.
İhanet ile andığınız Etem Bey’i, tarih kitaplarınızda okuturken, rencide ettiğiniz çocuklarımızın farkında değilsiniz.
Bir yarımız Kafkasya’da, bir yarımız Anadolu’da iken, yirmi bir mayıs acılarımızın, yüreklerimizdeki sürgünün, farkında değilsiniz.
Biz Neşet Ertaş’ın, biz Civan Haco’nun ve nicelerinin farkında iken, siz Çerkesce ağıtlarımızın farkında değilsiniz.
Farkında olmalıyız.
Bir türkü tutturacak, bir sofra kuracaksak Anadolu’da, türkülerin, halkların, dillerin, eşit, özgür ve kardeşçe yaşaması gerektiğinin ve birbirimizin farkında olmalıyız.