Bir 21 Mayıs’ı daha geride bıraktık. Sorumlularına çektiğimiz acıları tekrar hatırlattık, isteklerimizi, beklentilerimizi haykırdık. Bizler şunu gayet iyi biliyoruz ki düşmanlıklar üzerine gelecek kurulamaz; Çerkes halkı Rus halkına düşmanlık beslemiyor, yalnızca devraldığı miras üzerinde oturan Rusya Federasyonu yetkililerinden geçmişte gasp edilmiş haklarının iadesini istiyor.
Savaş çığırtkanlığı yapmadan, demokratik, hukuksal haklarını kullanarak, evrensel insan hakları çerçevesinde Çerkes halkı önce kendisine ve sonra ülkesine sahip çıkıyor. Çerkes diasporası olarak bugün biz, savaş kışkırtıcılığını ve savaşı, geçmişte Rusya Çarlığının sarsılmaz dostu olup, bugün dünya emperyalizminin yanında yer alanlara seve seve bırakıyoruz.
Çerkes halkı var olma mücadelesini öncelikle diasporada sağlam temeller üzerinde kurgulamalıdır. Bunun ilk şartı bir olmaktır.
Bir Çerkes ile bir Rus kardeş olabilir, bir Almanla bir Çerkes, Türkle Kürt, Türkle Yunanlı ve Kürtle Çerkes kardeş olabilir. Aralarında kan bağı, kültür birliği olmayan halklar kardeşlikten söz ederek eşitlik ve adalet temelinde buluşabilirler. Karşılıklı paylaşırlar. Biz onun için diyoruz ki; Halklar kardeştir.
Biz kendimiz için ise “Kuzey Kafkasya Halkları” ve “kardeş” terimleri diasporada terk edilip çöp kutusuna atılmalıdır. Biz paylaşmıyoruz aynı şeyi yaşıyoruz; aynı kökenden gelip, aynı kültürü; aynı müziği, aynı yemeği, ayını elbiseyi, aynı sosyal kuralları kullanıp tek bir dilden gelen çeşitli lehçeleri konuşan insanlar kardeş değil BİR olmalıdırlar. Dolayısıyla “Kuzey Kafkasyalılar” kardeşlikten değil bir olmaktan, tek vücut olmaktan, yani Çerkes olmaktan yana tavır koymalıdır.
Diaspora Çerkeslerinin büyük çoğunluğu Batı Kafkasya’dan sürgün edilenlerin torunlarıdırlar. Bunların çoğunluğu, ağırlık Adıge olmak üzere, Abaza ve Ubıh kökenlidirler. Çeçenler, Karçaylar, Osetler, Lezgi ve diğerlerinin nüfusu azdır. Ve diaspora Çerkeslerinin %90’nı oluşturan kısım Türkiye’de yaşamaktadır.
Bilindiği gibi Ubıh lehçesi bu topraklarda yok oldu. Artık Ubıhlar bu lehçeyi konuşmuyorlar, konuşamıyorlar. Kendilerinin Ubıh olduğunu bilip söylüyorlar. Bir kısmı Adıge lehçesini bir kısmı Abaza lehçesini konuşuyorlar; tabii ki yalnızca dil bilebilen küçük bir azınlık.
Diasporada bulunan Çerkeslerin büyük çoğunluğu tekleştirici politikalar sonucu artık dillerini bilmiyor ve konuşamıyorlar. Bu oran Türkiye Çerkeslerinde %85-90 arasındadır, yani dilini konuşanların oranı ancak ve ancak %10 dolaylarındadır. Anavatanda ise bilenler kadar bilmeyenler de var, Rusçayı tercih edenler bir hayli fazla. Ayrıca Anavatanda Batı Adıgece + Güney Abazaca + Kuzey Abazaca konuşanların toplam sayısı yaklaşık 255 bin kişi iken, Doğu Adıgece konuşanların sayısı tek başına yaklaşık 510 bin kişidir.
Diaspora Çerkesleri eğer gelecekte var olmak istiyorlarsa tek bir dil üzerinde anlaşmak zorundadırlar. Nasıl geçmişte tek bir dilden çift lehçeye geçmişsek gelecekte de iki lehçeden tek bir dile geçmek zorunluluğundayız; Tek bir dil, tek bir alfabe, tek bir halk.
Bugün bir Adıge konuşuyorsa, konuştuğu lehçenin %50 si Abazacadır. Bugün bir Abaza konuşuyorsa, konuştuğu lehçenin %50 si Adıgecedir.
Şu örneklere bir bakın;
Bir Adıge : “ben memnun oldum”-“seri si gope xoş”
Bir Abaza: ”ben memnun oldum” “sara si gopxet”
Bir Adıge :“ ben oturdum”- “si deş”
Bir Abaza: “ben oturdum”- “sı det”
Adıge: “ ev”- “Vune”
Abaza: “ev”-“vunı”
Adıge: “tuvalet”-“Psıvune”
Abaza: “tuvalet”- Psıuna”
Adıge: “tilki”-“Baje”
Abaza:”tilki”-“Baga”
Adıge: “sakal”-“jake”
Abaza:”sakal-“jaka”
Bir Adıge:”bel”-“bğı”
Bir Abaza:” bel”- ”bğa” der
Bu örnekleri binlerce çoğaltabiliriz.
Ayrıca sülale adlarına bir bakın! Yüzlerce aile Adıge, Abaza, Ubıh, Oset, Karaçay vd. karışık olarak her kabilede aynı sülaleden var. Öylesine iç içe geçmişler ki sınır çekebilmek, birbirlerini dışlayabilmek mümkün değildir.
Geçmişte Adıge, Abaza ve Ubıhların hepsi çift lehçeli idi ve bu sayede kabileler arasındaki iletişim sağlanıyordu. Geçmişin Baksan Abazaları bugün Kabardey-Balkar Cumhuriyetinde artık Adıge lehçesinde konuşuyorlar. Bu gayet doğal bir geçiş; zordan kolaya. Abazalar 68 sesle konuşurken Adıgeler 54 sesle konuşuyorlar. Kelimelerin %50 si ortak, ”k” dan “g”ye, “ç” den “ş” ye, “g” den” j” ye, “d” den” t” ye, “n” den” l” ye, “v” den “y”ye, ve diğer ses geçişleri de yakaladığında kolayca Adıge lehçesine geçilir. Abazalar ses fazlalıkları yüzünden kolay geçerken, Adıgelerin Abazacaya geçmeleri için bu bir dezavantaj oluşturuyor.
Şu da bir gerçek; Ürdün, Suriye ve Türkiye’de Uzunyayla bölgesinde yaşayan Abazalar kendi lehçelerini –tabii ki dil bilenler– bırakıp Adıge lehçesini konuşuyorlar.
Bugün için büyük çoğunluğu –%90’ı– dil bilmeyen diaspora Çerkesleri cesaretli bir karar verip halkının gelecekte var olmasını istiyor iseler tüm lehçeleri –zaten bilmedikleri- terk edip tek bir lehçeyi dil olarak seçmek ve o dille eğitim ve öğrenim yapmak zorundadır. Bu ortak dil kesinlikle Doğu Adıge-KABARDEY şivesidir.
Diasporada dört çeşit alfabeyle dört şive üzerine (1-Batı Adıgece, 2-Doğu Adıgece (Kabardeyce), 3-Güney Abazaca (Apsuvaca) “Abhazca” 4-Kuzey Abazaca (Aşuva-Aşkaruvaca) “Abazince”) eğitim görmenin hiçbir manası, hiçbir kimseye faydası yok, aksine toplumumuza büyük zararı var.
Diasporadaki tüm Adıge, Abaza ve Ubıhlar bulundukları basamaktan bir üst basamağa geçerek ÇERKES olmayı ve tek bir dide konuşmayı, BİR olmayı başarabilmelidirler.
Bu yok olmakla var olmak arasındaki keskin çizgidir.
Gelecek ÇERKES olabilirsek, kalabilirsek gelecek!
Sayı: 2013 06
Yayınlanma Tarihi: 2013-06-01 00:00:00