1864 ve öncesindeki dönemde vatanlarından sürülen Abaza toplulukları

0
2628

1- Sadz topluluğu

  1. yüzyılda Karadeniz sahil hattı boyunca Bzıp Nehri1 ve civarından başlayarak Hosta2 ve Matsesta3 nehirlerine kadar; kuzeybatıda ise Soçipsta Vadisi’ne4 kadar varlıklarını sürdüren “Sadz” (Ciget)5 adıyla bilinen etnografik bir topluluk yaşamaktaydı.

Bu topluluğa kendileri ve komşu etnografik gruplar “Asadzua”, Gürcüler “Cig”, “Cik” veya “Ciki”, Ruslar da Gürcü kaynaklarından aldıkları şekli kendi dil yapılarına uygun hale getirerek “Cikhet” veya “Ciget” demişlerdir. Günümüzde de birçok araştırmacı ve yazar bu topluluğun “Asadzua” adını “Sadz” şeklinde ifade etmektedir.

Sadzların güneydoğu sınırı Bzıp Nehri üzerinden ya da ona çok yakın yerlerden başlarken, batı sınırları ise Hosta ve Matsesta civarından başlıyordu. Matsesta ve Hosta nehirleri civarı bölgeler Ubıhlar ile doğal sınırlarını oluşturuyor; Bzıp Nehri, “Büyük Abhazya”6 ile Sadzlar arasındaki doğal sınırı teşkil ediyordu.7

  1. yüzyılda “Büyük Abhazya”, Abhazya’nın hükümdarı olan Çaçbaların kontrolündeki İngur ile Bzıp nehirleri arasındaki alanı kapsamaktaydı.

“Küçük Abhazya”8 ise sahil hattı boyunca batı yönünde Bzıp Nehri’nden Hosta ve Matsesta nehirlerine kadar olan alan ile bölgenin dağlık kesimlerinde yer alan “Madavey”9 topraklarını içine alıyordu.10 Fiilen “Küçük Abhazya” Sadz ve Madaveylerin kontrolündeydi.

Genelde araştırmacıların hemfikir olduğu, prenslerin soyadlarına göre isim alan Sadzlar üç bölüme ayrılıyordu. Bunlar, “Arıd” (Hosta ve Mzımta11 nehirleri arasındaki bölge), “Geç” (Mzımta ve Hoşupse12 nehirleri arasındaki bölge), “Tsan” (Hoşupse ve Bzıp nehirleri arasındaki bölge).

  1. yüzyılın 30. yıllarında Prof. A. Norman şunları yazmıştır: Ciget bölgesi, Soçi Nehri’ne kadar uzanmakta ve Tsandrıps, Geçrıpş ve Yashrıps13 olarak üç (temel) esas bölgeye ayrılmaktaydı.

Abazaların kuzeybatı komşu ve akrabaları olan Ubıh ve Adige halklarıyla politik, sosyoekonomik ve kültürel hayattaki ortaklıkları önemli bir yer tutmaktaydı.

Bölgelerin yakınlığı ve eskiye dayanan bağları nedeniyle etnik sınır ayrımı yapılmazdı. Bölgedeki Abazalar,14 Adigeler ve Ubıhlar yakın ve ortak alanlarda yaşayan halklar olup, yerine göre iki hatta üç dili birden konuşurlardı.

1839 yılı Temmuz ayında Sadz köylerinden biri olan Geçrıpş’ta politik kararların alındığı bölgesel bir kurultay düzenlenip dokuz idari birim oluşturuldu.15

Çar hükümetinin 1829 Edirne Antlaşması’ndan sonra inşaatına başladığı Karadeniz sahil hattı Rus devleti açısından hayati bir öneme sahipti. Bu yüzden 1830 yılının başlarında Poti’den Anapa’ya kadar olan karayolu bağlantısının inşaatına başlandı. Böylece bölgedeki kaleleri birbirine bağlanıyordu. Ruslar, Sadzların yaşadığı Gagra dar boğazında yaptıkları “Gagra istihkâmı” ve yol çalışmalarıyla, Sadzların Ubıhlar ile bağlarını kesip Abhaz Prensliği’ne yönelik planlarına da engel olmaya çalışmışlardır. Rusların bu hamlelerine karşılık Ubıhlar, Ahçıpsılar, Aibgalar ve Sadzlar birçok defa sıcak çatışmaya girmiştir.

1864 yılında Kafkas-Rus savaşlarının bitmesiyle Sadzların tamamına yakını Osmanlı topraklarına sürgün edilmiştir.

Resmi verilere göre 1863-1864 yıllarında Osmanlı’ya sürgün edilen Sadz, Ahçıpsı, Pshu ve Aibgaların toplamı 19 bin 515’tir.16 Burada belirtilen 19 bin 515 genel sayısı içinde Sadzların (Cigetler) sayısı 12 bin17 civarındadır.

Sadzlar 19. yüzyılda o zaman Osmanlı toprağı olan Batum ve Anadolu başta olmak üzere birçok yere dağıtıldılar. Bir kısmı kuzeyde Abazinlerin içine, diğer bir kısmı da Büyük Abhazya içlerine dağıldı.

Sadzlar günümüzde Türkiye’de Zonguldak, Bartın, Sakarya merkez ve ilçeleri Akyazı, Hendek, Arifiye ve Geyve’de hayatlarını sürdürmektedir.

 

2-Ahçıpsı topluluğu

Ahçıpsı etnografik topluluğu, Krasnaya Polyana18 ve Mzımta Nehri’nin yukarı kesimindeki dar boğaz ile vadinin olduğu yerlerde yerleşik yaşıyorlardı. Komşu Adigeler, Ahçıpsalıları ‘’Madavey’’ olarak adlandırıyorlardı.

“Madavey” isminin kökeni Mdzı/Mda/Mdza/Mzı/Mdzım isimlerinden gelmektedir. Bazı aileler soyadlarının eski çağlardaki ilk söyleniş şeklini korumaktadır. Daha sonraları Mdavya/ Medavey/ Medaveey/ Madavey şeklinde ifade edilmeye başlanan bu isimler daha çok “Pshu”, “Aibga”, “Ahçıpsı” ve “Çüıjaa” etnografik toplulukları ve onların yerleşim bölgeleri için söylenirdi.

Bu nedenle Üst Mzımta, Psou ve Yukarı Bzıp sakinlerine Madaveyli; onların eski ve genel liderlerinin adına ise Mdı Marschana (Mdı Marşanaa) denirdi.19

Ahçıpsı, Aibga ve Çüıjaalar Büyük Madavey’i; Pshu topluluğu ise Küçük Madavey’i oluşturuyordu. Ahçıpsı topluluğunun, merkezi Büyük Abhazya Krallığı’na politik bağlılığı yoktu.

  1. yüzyılda Ubıhlar ile önemli politik birliktelikleri söz konusuydu.20 Siyasi ve askeri tüm eylemlerde ortak hareket ediyorlardı.21 Aibga grubu da bu stratejik ortaklığın içindeydi.22

Sürgünden önce Ahçıpsı grubu Kafkasya’da Açışxa, Ahtsu, Çıjü, Zıxra, Ahıştır, Psaştxa, Laura, Bzırıpsı, Aşxa, Kuara-çügia (Esto-Sadok) ve Gubaa-dü (Krasnaya Polyana) köylerinde yaşıyorlardı.

Ahçıpsı köyleri içinde yer alan “Gubaa-dü” köyünün eski adı Romanovsk, sonraki adı ise Krasnaya Polyana’dır. Gubaa-dü’nün 19. yüzyıl ortalarında Rusça telaffuzu Kbaada’dır. Buranın asıl adı Abazaca “Gubaa-dü”dür. Ruslar bunu telaffuz edemediği için “Kbadaa” demiş23 ve ondan sonra da literatüre bu galat biçimi ile geçmiştir. Gubaa, Agubaa bir Abaza sülale adıdır. “Gubaa-dü” Abazaca bileşik isim ve “Gubaaların yeri” demektir. Abazaca yer adları genellikle böyle kişi ve aile isimlerinden türetmedir. Bu aileye Abazaca Agubaa denir. Bilindiği üzere burası Kafkas-Rus savaşlarının sona erdiği yerdir. 2014 Soçi Kış Olimpiyatları da burada düzenlenmiştir.

Ahçıpsı’nın bir kısmı Kafkas-Rus savaşlarının sonunda Kuzey Kafkasya’ya giderek Abazinlerin içinde yaşamaya başladı. Günümüzde Xuıj-Du (Starokuvinsk) ve Xuıj-Çkuın (Novokuvinsk) köylerinde yaşamaktadırlar.

Ahçıpsıların nüfusu ile ilgili farklı veriler bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda 4 bin, bazılarında 5 bin, bazılarında ise 5 ile 10 bin kişi arasında oldukları belirtilmektedir. Araştırmacıların çoğuna göre 4 bin kişiye yakın bir kısmı da yurtlarından çıkarılarak sürgün edilmiştir.

Ahçıpsıların sürgünü 1864 Mayıs sonunda gerçekleşmiştir. O zamanki Osmanlı sınırları dahilinde birçok limana ayrı ayrı kafileler halinde, dağınık bir şekilde gönderildiler. Batum ve Anadolu’da birçok yere dağıldıktan sonra büyük bir çoğunluğu Hendek (Sakarya) ve Gölyaka (Düzce) İlçeleri’ne bağlı günümüzdeki köylerine geldiler.

 

3-Aibga topluluğu

Aibga etnografik grubu Psou Nehri’nden24 30 km yukarıda, Psou ve Bzıp nehirlerinin yukarı kısımlarının arasındaki bölgede ve aynı zamanda Hoşupse Nehri’nin de en yukarı kısımlarında yaşamaktaydı.

Ahçıpsı, Çüıjaa ve Pshu toplulukları ile yakın ilişkiler içerisinde bulunan Aibgalar, Çüıjaa ve Ahçıpsı ile birlikte Büyük Madavey’i oluşturan üç gruptan biridir.

Aibga topluluğu sürgün öncesi 3 köyden oluşmaktaydı. Takriben 180 hane ve toplam nüfusları da 1.000 civarındaydı. “Aibga”, Psou ve Bzıp nehirlerinin menbaı olan dağın da adıdır.

Aibga topluluğu, merkezi Çaçba Hanedanlığı’na bağlı değildi. Ahçıpsı topluluğu ile birlikte Ubıhlara yakın bir politika izliyorlardı.25

10-12 Mayıs 1864 tarihinde yenilgiyi kabul ederek bir tek neferi kalmamacasına tamamı sürgün edilmiş, bilinen diğer Abaza toplulukları içerisinde eriyip kaybolmuşlardır.26 Ağırlıklı olarak Sakarya’nın Hendek ve Düzce’nin Gölyaka ilçelerinde yer alan Ahçıpsı ve Pshu köyleri içinde ‘’Aibga’’ topluluğunun varlığını sürdürdüğü tahmin edilmektedir.

 

4-Çüıjaa topluluğu

Çüıjaa etnografik topluluğu Mzımta Nehri’nin orta kısımlarında yaşıyordu. Ahçıpsı ve Aibga grupları ile birlikte Büyük Madavey’i oluşturuyorlardı. Çüıjaa grubundan Rusça belgelerde “Tsvıdja- Tzvica- Tcüıjaa” gibi formlarda da bahsedilmektedir.

Pshular ve Sadzlar, Ahçıpsı ve Aibga toplulukları ile yakın ilişki içerisindeydi. Büyük Abhazya Krallığı politikalarından bağımsız hareket ediyorlardı. 200 hane olarak yaklaşık 900 ila 1200 civarında bir nüfusa sahiptiler. Kafkasya’da Xekoa, Bağitvıra, Xıspata, Arzaka ve Simayrıpş köylerinde yaşıyorlardı.

1864 yılının Mayıs ayı içerisinde Osmanlı topraklarına sürüldüler. Önemli kısmı Gagra’dan bir İngiliz gemisiyle27 yola çıkarılmış, önce Bursa’ya yakın Yenişehir’e gitmiş, oradan da Bilecik’e yerleşmişlerdir. Günümüzde Hasandere, Elmabahçe ve Künçeğiz köylerinde yaşamaktadırlar.

 

5-Pshu topluluğu

Pshu etnografik topluluğu sürgün öncesi Yukarı Bzıp Nehri Vadisi ile nehrin her iki tarafında ve sağ tarafından ona karışan Bevsa Nehri boyunca yaşıyorlardı.

Sürgün öncesi Pshu köyleri Amezınha, Reşaus, Ahtsla, Aça, Dombiha, Dzıbnı, Agdern, Horca, Ritsaa, Timagu ve Bahripş’ten oluşuyordu.

“Küçük Abhazya” diye adlandırılan tarihi topraklarda Aibga, Çüıjaa, Ahçıpsı gibi Apsuva etnografik toplulukları ile birlikte Madavey’i meydana getiriyorlardı.28

Ahçıpsı, Aibga ve Çüıjaalar Büyük Madavey’i; Pshu grubu ise Küçük Madavey’i oluşturuyordu.

Pshular 400 ile 500 hane arasındaydı. Karadeniz Kıyı Hattı Komutanı General I. R. Anrep’in Savaş Bakanı’na gönderdiği 6 Haziran 1842 tarihli raporuna göre “Abhazyalı bütün kaçakların sığınma yeriydi.”29

  1. yüzyılda politik olarak Abhaz Krallığı’na doğrudan bağlı olmayan Pshu topluluğu, Madavey bölgesini meydana getiren Ahçıpsı, Aibga, Çüıjaa ve Küçük Abhazya sınırları dahilinde yaşayan Sadzlar (Ciget) ile yakın ilişkiler içerisindeydi.30

Kafkas-Rus savaşlarının bitimine yakın 2 Nisan 1864 tarihinde bölgenin büyük kesiminin kontrolünün Rus askeri birlikleri tarafından ele geçirilmesine rağmen Pshular yer yer direnişe devam ettiler. 20-23 Temmuz tarihlerinde köyleri tamamen ele geçirilen Pshular itaat etmek zorunda kaldı.

Pshuların 3 bin 600 ila 3 bin 800 civarında bir kısmı köylerini terk etti. Kafileler halinde Anadolu, Batum, Abazaşta ve Bzıp Nehri ötesindeki bazı Abhaz köylerine dağıldılar.

Pshu’dan kuzeye (Abazaşta) gidenler günümüzde Starokuvinsk (Xuıj-Du), Novokuvinsk (Xuıj-Çkuın) ve Çegerey (Apsua) köylerinde yaşamaktadır.

Türkiye’de Pshu köyleri günümüzde Hendek ve Düzce civarında bulunmaktadır.

 

6-T’am topluluğu

Sürgün öncesinde T’am grubu Abazaları 511 hane idi. Kayıtlarda ismi geçen bazı T’am köyleri, Tam, Aslambek, Zawrım Saleyman, Zawrım Cantemır ve Sid Zawrım’ın köyleriydi. T’amların izleri bir tek Çerkes köyü Botaşey’de kaldı. Bir de Starokuvinsk Köyü’nde soyisim olarak vardır.

T’amlılar Küçük Laba ve Büyük Laba Nehri’nin dağlık kesimindeki boğazda ikamet ediyordu. Abhaz prens Marşan soyundan gelen Zawrım ailesi tarafından yönetilmişlerdir. Zawrımların köyü 550 kişiden oluşuyordu.31 1861 yılında T’amlılar kısmen Madaveylilere, oradan da Osmanlı’ya göç etmiş; diğer bir kısmı ise Kızılbeklerle birlikte Staro Kuvinsk (Xuıj-Du) Köyü’nü oluşturmuştur.

Abhazya’nın bugünkü sınırları dışında, kuzeydoğudaki Kafkasyalılardan arındırılmış bölgedeki Ahmetovskaya ilçesi yakınlarında kurulu olan T’am Abazalarının tarihi köyleri savaş sürecinde tamamen boşaltılmış ve bireyleri Osmanlı devletine gönderilmiştir.

 

7-Çegerey topluluğu

Çegereyler (Şegerey) bazı kaynaklarda da Şahgirey olarak adlandırılmaktadır. Aşağı Arhız, Küçük Laba ve Büyük Laba nehirlerinin kaynağında yaşıyorlardı. Bu nehirlerin bulunduğu vadide yaşayanlar Rus literatürüne Şahgirey ismiyle girmiştir. Çegerey köyleri, Kubat Muhammed, Şatar Efendi, Murzi Kel ve Tskis’te toplam 200 hane civarındaydı.

Çegereyler bugün Karaçay-Çerkes’teki Aşkaruva köyü olan “Apsua”da yaşamaktadır. Sürgünde Osmanlı’ya gelen Çegereyler sayıca kalabalık olmayıp diğer Abaza boyları içinde erimiş, sülale veya aile haline dönüşmüştür. Türkiye’deki “Çegerey” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

8-Kızılbek topluluğu

Yaklaşık 1700 hane olan Kızılbekler Küçük Laba Nehri’nin yukarılarında ikamet etmiş,32 ayrıca Gups, Hodz, Büyük Laba nehirlerinin yukarılarında ve karlı dağ eteklerinde yerleşimler oluşturmuşlardır. Laba gerisinde bulunan iki Kızılbek köyünün nüfusu 550 kişi idi.33

Kızılbeklerin Abhaz soyu Marşanlar ile bağlantıları vardı. Bazı köylerin isimleri; Kazbek Siralık, Kızılbek Salimgirey, Kumninala, Sahat Girey ve Samalxa idi. Kafkas-Rus savaşlarından sonra 100 hanede toplam 444 kişi kaldılar. Kızılbekler günümüzde “Apsua” (Çegerey), Abaza-Habl, Xuıj-Du, Xuıj-Çkuın köyleri içinde diğer grup üyeleri ile iç içe yaşamaktadır. Xuıj-Du Köyü’nün kuzey kesimi halen Kızılkıt,34 yani Kızılbek köyü olarak bilinmektedir. Bazı Kızılbekler ise Karaçayların arasına karışmıştır. Türkiye’deki “Kızılbek” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

9-Başılbiy topluluğu

Başlangıçta Warp (Urup) Nehri’nin kaynağı civarında yaşamaktaydılar. Zamanla Laba ve Belaya nehirlerini geçerek yeni yerleşim yerlerini oluşturdular. Kısmen Besleneyler ve Temirgoylar ile birlikte Laba Nehri’nin yukarısında yerleşik oturdular.35 Sürgünden önce Büyük Laba Nehri boyunca yer alan Başılbiy köyleri Sid, Xudakir, Yısmeyl, Cetger ile Agabek Arısgeldi’nin iki köyü idi. Rus-Kafkas savaşları sonrasında sayıca azalan Başılbiylerin bir bölümü 1860’lardan sonra kurulan Abaza köyleri Apsua (Çegerey), Abaza-Hable, Xuıj-Du ve Xuıj-Çkuın köylerine dağıtılmışlardır. Bir kısmı da Kabardey köylerine yerleşmiştir. Başılbiyler at varlıklarıyla nam salmıştı.36 Türkiye’deki “Başılbiy” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

10-Barakay topluluğu

Hodz Nehri’nin sağ kolu olan Gups Nehri çevresinde yerleşmişlerdir. Barakaylar Kuzey Kafkasya’da 18. yüzyılın ilk yarısında yerleşik duruma geçmişlerdir. Hane sayıları 200 civarında olup, üç Barakay köyünün varlığı bilinmektedir. Yukarı Lauh Barakay Köyü, Orta Lauh Barakay Köyü ve Aşağı Bzekez Köyü. Barakay soyadını kullananlar bugün sadece Çegerey (Apsua) adlı Abaza köyünde vardır. Gups Nehri’nin yukarısında ikamet eden Barakaylar, Loh ailesi tarafından yönetilmiştir. Lauh (Lah-Loh) Köyü’nin nüfusu 850 kişi idi. Rus-Kafkas savaşları sürecinde bu boya ait Abazaların çoğunluğu 1861-1863 yılları arasında Sid, Yısmeyl ve Gebequa adlı üç sülalenin yönetiminde Osmanlı topraklarına sürülmüşlerdir. Türkiye’deki Barakay kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

11-Bağ topluluğu

Bağ Abazaları, Aşişbog Dağı’nın alt kesimlerinde yaşıyorlardı. 1858 yılına ait bilgilere göre Bağların iki köyü vardı ve Hodz Nehri kenarında yerleşmişlerdi. Bagoş Muhammed’in köyü 60 haneden oluşuyordu. Ayrıca Şamşey’in bir köyü vardı. Bağ Abazalarının lideri Tanaşe Pşeguz’du. Adige tarihçi Han Girey’e göre Bağ Hable adı verilen köyde yaşayan Abazaların tamamı 1822 yılından sonra Büyük Kabardey bölgesinden hareketle Osmanlı devletine gönderilmişlerdi. Savaştan sonra yapılan sayıma göre topraklarında kalmış Bağ Abaza sayısı sadece 27 idi. Türkiye’deki “Bağ” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

12-Mısılbiy topluluğu

Kuzey Kafkasya’da ikamet eden Mısılbiylerle ilgili bilgilere kaynaklarda XVII. yüzyıl başında rastlanmaktadır.37

XVIII. yüzyıl sonunda 200 hane olan Mısılbiyler, Urup, Büyük Zelençuk ve Kefar nehirlerinin yukarılarında ikamet etmişlerdir.38 XIX. yüzyıl ortasından itibaren Mısılbiylerin sayısı 1297 erkek ve 1380 kadın olmak üzere 2677 kişiye tekabül ediyordu.39 Kaynakların birine göre ise 720 hane halinde 14 köyde yaşayan Mısılbiylerin nüfusu 2 bin 353 erkek, 2 bin 520 kadın olmak üzere toplam 4 bin 873 kişiydi. Türkiye’deki “Mısılbiy” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

13-Low topluluğu

Guım (Kuma) ve Podkumuk nehirleri, Kuban’ın sağ tarafı, Teberda ve Kardonika Nehri civarlarında yerleşiktiler. Kaynaklar Lowların kalabalık olduğunu belirtmektedir. Bazı belgelere göre Lowlar 130 haneye ulaşmaktaydı.40 F. F. Tornau, Kuma’da ve Kuban’ın sağ tarafındaki Low köylerinin 1800 nüfuslu olduğunu bildirmektedir.41 1834 yılındaki vebadan sonra Lowların erkek nüfusu 980 kişiye inmişti. 19. yüzyılda, bugünkü Karaçay-Çerkes topraklarında yer alan ve 3 köye ismini veren Abaza prens ailesi ile onlarla birlikte yaşayan Abaza sülalelerinin büyük bir kısmı Rus-Kafkas savaşları nedeniyle 1859 ve sonrasında Osmanlı’ya göç etmek zorunda kaldı.

Türkiye’deki “Low” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’ndeki Abaza köyü Guım-Lowkt ile Kislavodsk şehri (eski adıyla Nartsan) arasındaki bölgede yer alan 6-7 Abaza köyü, Ruslarla savaştıkları gerekçesi ile cezalandırılmış; Ruslarca tamamen boşaltılıp yok edilen bu köylerin sakinlerinin bir kısmı Kabardey topraklarına gitmek zorunda kalmıştır. Kalanlar ise sonradan Guım-Lowkt Köyü’nde toplanmıştır. Guım-Lowkt’ın bugün “Tram” isminde bir mahallesi olduğunu da belirtelim.

 

14-Bibard topluluğu

Abazaların Bibard topluluğu, 19. yüzyıl ortasında Zelençuk Nehri kenarına yerleştirildi. Kuzey dağ yamaçlarında yaşayan Bibardların Guım (Kuma), Podkumuk ve Küçük Yıncig (Zelençuk) nehirleri çevresindeki vadiler boyunca uzanan yerleşim yerleri vardı. Evliya Çelebi, Kuma Nehri yakınlarında ve Kuma steplerinde Bibardların yaşadığını yazmıştır. 1794 yılında Debu, Bibardların sayısını 2028 olarak göstermiştir. Bugünkü Albırğan (Bibardkıt) Köyü’nü kuran Aşuva Abazaları dağların kuzey yamaçlarına gelince önceleri Küçük Yıncig ve Kuban kıyılarına yerleşmişlerdir. 1787 yılında iki gruba ayrılıp, bir grubu Guım Vadisi’ne, diğer grubu ise Maruh Vadisi’ne yerleşmiştir. Guım’a gidenler kısa bir süre sonra dönmüştür. Maruh’a yerleşenler 1831 yılına kadar orada kalmıştır. Daha sonra her iki grup birleşerek bugünkü Albırğan (Bibardkıt) Köyü’nü kurmuştur. Türkiye’deki “Bibard” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

15-Cantemir topluluğu

Cantemirler’in bir kolu 1746 yılında Guım Irmağı’nın yukarı kısımlarında yaşarken, kayıtlara göre 1794 yılında 6264 kişilik bir topluluk Pyatigorsk’a yerleşmiştir. Cantemirler ayrıca Kuma ve Podkumuk nehirleri boyunca ve Kislovodsk Kalesi’ne kadar olan bölgede de yaşarlardı. P. Butkov, Cantemir soyunun bazı temsilcilerinin tahminen 1700 yılında Büyük Kabardey bölgesindeki Adigelerle birleşmiş olduklarını kaydeder.42

 

16-Keaça topluluğu

Keaçalar 18. yüzyıl başlarından itibaren diğer Aşkaruva grupları içinde erimiş, bir bölümü de 1863 yılında Osmanlı devletine göç etmiştir. Türkiye’deki “Keaça” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

17-Qlıç topluluğu

  1. yüzyıl başlarında Küçük Yıncig Irmağı kıyılarında yerleşik olan Qlıç Abazaları, 1787 yılında Guım Vadisi’ne göç ettiler ve 1804 yılına kadar burada yaşadılar. Bu ailelerden 1805 yılında bir kol Guım-Lowkt’a göç ederek onlarla birleşti. Geri kalanlar ise bugünkü Psewıçe Dahe (Qlıçkıt) Köyü’nü kurdular. Genko’ya göre Qlıç grubu bugünkü Khaçubiy rayonu sınırları içinde kalan Karamurzın Köyü yakınlarında yaşardı. Bu Abazalar zamanla göç ederek diğer Abaza ve Kabardey köylerine yerleşmiştir. Türkiye’deki “Qlıç” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 

18-Darıkua topluluğu

Darıkua etnografik topluluğu Kafkas Dağları’nın kuzey yamaçlarına geldiklerinde diğer gruplar gibi birçok yer dolaşmış, sonunda bugünkü Psıj (Darıkuakt) Köyü’nü kurmuşlardır. Guım (Kuma) ve Kuban nehirleri vadilerinde yaşarlardı. O dönemde 170 hane civarında oldukları bilinmektedir. Türkiye’deki “Darıkua” kökenliler ile ilgili araştırma çalışmalarımız devam etmektedir; tamamlandığında kamuoyu ile paylaşılacaktır.

 


1 Abhazya’da günümüzde Gudauta sınırlarından Karadeniz’e dökülen akarsuyun adıdır. 19. yüzyılda Bzıp Nehri ve civarı Sadz topluluğu ile Büyük Abhazya arasında doğal sınır kabul ediliyordu. Bzıp Nehri’nin vadisi Bzıp Dağları, Gagra Dağları ve diğer ana Kafkas Dağları ile çevrilidir.

2 Hosta, Soçi’den güney yönünde 6 deniz mili mesafede, Soçi Nehri’nden ise güneydoğu yönünde 20 km mesafede akan nehrin adıdır. Türkiye’de Sakarya iline bağlı Kemaliye köyünün Abazaca ismi Hosta’dır.

3 Marşan soyadının eski çağlardaki söylenişleri (Mdzı, Mdza, Mda, Mdza, Mtsa, Mzı, Mdavya, Medavey, Madavey) zamanla toponimlere (yer adı) ve hidronimlere (akarsu adı) verilmeye başlamıştır. Bu adlardan türeyen Matsesta ve Mzımta isimleri günümüzde hem nehrin, hem vadinin hem de dağ topluluklarının adıdır. Vadiye Apsuvalar Mtsapta diyorlar. Rusça telaffuzu da Matsesta oluyor. Matsesta Nehri, Soçi Nehri ile Hosta Nehri’nin arasından Karadeniz’e dökülmektedir.

4 Soçipsta, bugünkü Soçi şehrinin içinden geçtiği, Soçi Nehri’nin aktığı vadinin adıdır.

5 Sadzlar için Gürcü kaynaklarında “Ciki” denilmektedir. Ruslar bu adlandırmayı Gürcü kaynaklarından alıp “Ciget” şeklinde ifade etmişlerdir.

6 İngur Nehri ile Bzıp Nehri arasındaki bölgenin siyasi tanımlaması.

7 S.T. Zvanba. Abhaz Etnografik Etütler, s.5.

8 “Küçük Abhazya” tanımlaması iki bölge için kullanılmaktaydı. Sadz ve Madaveylerin toprakları için bu ifade birçok belgede kullanılıyorken, Abazinlerin yaşadıkları topraklar için de bu tanımlama sıklıkla belgelerde yer almaktadır.

9 “Madavey” isminin kökeni Mdzı/Mda/Mdza/Mzı/Mdzım isimlerinden gelmektedir. Bazı ailelerin soyadının eski çağlardaki ilk şekli olduğu söylenebilir. Daha sonraları Mdavya/Medavey/Medaveey/Madavey şeklinde söylenmeye başlayan bu isimler daha çok Pshu, Aibga, Ahçıpsı ve Çüıjaa etnografik topluluklarında bazı ailelere verilen ismin değişik ifade ediliş biçimleriydi. Ahçıpsı, Aibga ve Çuıjaa grupları için Büyük Madavey; Pshu grubu için Küçük Madavey tabiri kullanılırdı.

10 Prof. Dr. Timur Açugba, “Abhaz Etnonimi ve XIX. Yüzyılın ilk Yarısında Abhazların Yerleşimi”, Sohum-2010, makale.

11 Marşan soyadının ilk çağlardaki söylenişleri olan Mdzı, Mdza, Mda, Mdza, Mtsa, Mzı, Mdavya, Medavey, Madavey isimlerinden türeyen “Mzımta” günümüzde hem nehrin, hem vadinin ismidir. Mzımta Nehri, Hosta Nehri’nin doğusundan Karadeniz’e dökülüyorken, yüksek vadiden akan kısmı Kbadaa civarından geçmektedir.

12 Hoşupse, Abhazya’nın Tsandrıpş bölgesindeki nehrin adı.

13 Bazı kaynaklarda Yaşhrıps için “Arıd” bölgesinin diğer bir adı denmektedir.

14 Türkiye’de Apsuva, Aşuva ve Aşkaruvaların ortak adı “Abaza”dır.

15 Sefer. E. Berzeg, Çerkes-Vubıhlar. Soçi’nin İnsanları, Ankara-2013, s.59-60

16 Bezhan Khorava. “Çerkezler” Tiflis-2011, s.105

17 A.V. Fadeev, Abhazya Tarihi, Sohum-1934, s.167

18 Krasnaya Polyana denilen yerin Abazacadaki orijinal ismine “Gubaa-dü” denilmektedir. “Kbaada” ismi Gubaa-dü’nün Rusça söyleniş şeklidir. Zaman içerisinde Ruslar bu yerleşim birimine “Romanovsk” adını vermişlerlerse de daha sonra “Krasnaya Polyana” olarak değiştirmişlerdir.

19 Y.D. Ançabadze, Kuzey-Batı Kafkasya Halklarının Etno-Kültürel Tarihi. Ies, VIII. Baskı, Moskova, 1984, s.149.

20 “Ahçipsaa” (Ahçıpsı) -Berje’nin “savaşçı ruhlu, cesur ve Ubıhlarla sıkı ilişkiler içinde bulunuyorlar” şeklinde tanımladığı Psou ve Mzımta nehirlerinin yukarısında ikamet eden küçük bir Abhaz kavmidir. Kaynak: A. Berje, Kafkasya’daki Dağlık Kavimlerin Özet Tanımlaması, “Kafkasya Takvimi”, Tiflis-1857, s.289

21 R. Guajvüba ile söyleşi, 7 Kasım 2014; S. Lakoba ile söyleşi, 9 Kasım 2014; C. İncgiya ile söyleşi, 9 Kasım 2014; A. Mukba ile söyleşi, 14 Ekim 2015; D. Çaçkhalia ile söyleşi, 14 Mart 2014; V. Chirikba ile söyleşi, 10 Kasım 2014 ve 22 Ekim 2015

22 R. Guajvüba ile söyleşi, 7 Kasım 2014; S. Lakoba ile söyleşi, 9 Kasım 2014; C. İncgiya ile söyleşi, 9 Kasım 2014; A. Mukba ile söyleşi, 14 Ekim 2015; Deniz Çaçkhalia ile söyleşi, 14 Mart 2014; V. Chirikba ile söyleşi, 10 Kasım 2014 ve 22 Ekim 2015

23 Dyaçkov-Tarasov, A. Psyaska Geçidi’nden (üst Malaya Laba’dan) Karadeniz’e Geçmek, SMOMPK, XXXI baskı, Тiflis-1902, s.37

24 Günümüzde Abhazya’nın batı sınırındaki nehrin adı.

25 Ruslan Guajvüba ile söyleşi, 7 Kasım 2014; Stanislav Lakoba ile söyleşi, 9 Kasım 2014; Cambul İncgiya ile söyleşi, 9 Kasım 2014; Anzor Mukba ile söyleşi, 14 Ekim 2015; Deniz Çaçkhalia ile söyleşi, 14 Mart 2014

26 19. yüzyıldaki Kafkas-Rus savaşları neticesinde bazı etnografik topluluklar yok olmuş, bazıları da aile ve sülale adlarına dönüşmüştür.

27 V. Chirikba ile söyleşi, 22 Ekim 2015

28 Ruslan Guajvüba ile söyleşi, 7 Kasım 2014; Stanislav Lakoba ile söyleşi, 9 Kasım 2014; Cambul İncgiya ile söyleşi, 9 Kasım 2014; Anzor Mukba ile söyleşi, 14 Ekim 2015; Deniz Çaçkhalia ile söyleşi, 14 Mart 2014; V. Chirikba ile söyleşi, 10 Kasım 2014 ve 22 Ekim 2015

29 G.A. Dzidzariya, 19. Yüzyılda Abhazya’da Sosyal İlişkiler, Sohum-1958, s.392.

30 Ruslan Guajvüba ile söyleşi, 7 Kasım 2014; Stanislav Lakoba ile söyleşi, 9 Kasım 2014; Cambul İncgiya ile söyleşi, 9 Kasım 2014; Anzor Mukba ile söyleşi, 14 Ekim 2015; Deniz Çaçkhalia ile söyleşi, 14 Mart 2014; V. Chirikba ile söyleşi, 10 Kasım 2014 ve 22 Ekim 2015

31 M.T., Abazin Kavimleri Dağlıları -“Resimli Gazete”, St. P., 1867, № 18

32 Batı Kafkasya’nın Fethinin ve Kafkas Savaşının Bitişinin Ellinci Yılı, Tiflis, 1914, s.10

33 M.T. Abazin Kavimleri Dağlıları -“Resimli Gazete”, St. P., 1867, № 18

34 F. K. Dagujaeva, Abazin Mikrotoponomisi. Karaçayevsk, 1975

35 P. Butkov, Kafkasya’nın Yeni Tarihi İçin Belgeler, 1722-1803, St. P, 1869, s.201, 203

36 Rus İmparatorluğunun Askeri İstatistikî Özeti, S. Petersburg, 1851, C.XVI, b.1, s.112

37 L.İ. Lavrov, Abazinler. KES, M, 1955, s.27

38 Batı Kafkasya’nın Fethinin ve Kafkas Savaşının Bitişinin Ellinci Yılı, Tiflis, 1914, s.10

39 K. Stal, Çerkes Halkının Etnografyası, Kafkasya bülteni, Tiflis, 1900, C.21, s.80

40 Kafkasya Takvimi, Tiflis. 1857, s.276

41 Stavropol Bölgesi Devlet Arşivi (GASK), f.249, l.3, d.1, s.1

42 P. Butkov, Kozak ismi hakkında, Vestnik Evropy, M., 1822, s.192

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz