O kadar da zor değil anlamak…

0
733

Neler oldu ? Orta Asya bozkırlarından yola çıkıldı. Hiç kolay değildi ata topraklarını terk etmek. O coğrafyada, böylesine meşakkatli bir yolculukta hayatta kalmak. Yeni bir yurt aramak. (…………)

Nihayet 1071 Malazgirt savaşı…

Bizans İmparatorluğu savaşta bozguna uğradı, İmparator IV. Diyojen esir düştü. Anadolu’nun kapıları Türklere tamamen açıldı.

Boş değildi bu topraklar. Yine de fazla direnişle karşılaşmadan Ege ve Marmara kıyılarına kadar ilerleyebildiler.

Bizans İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla Anadolu’nun fethi hızlandı ve ilk beylikler kuruldu: Mengücekler, İzmir Çaka Beyliği, Danişmentliler, Artuklular ve Saltuklular… MİDAS diyorlar bu beyliklere…

Tarih dersi verecek değilim… Neden? Çünkü tarihçi değilim. Yani detaylı bilmiyorum.

Mantıkla meşgul olacağım biraz. Alelade bir birey olarak…

Sonra başka beylikler, birbirini ortadan kaldıranlar, devlet kuranlar, Selçuklular vs vs vs… Hızlı geçiyorum buraları!

Nihayet Osmanlı…

Nerede?

Savaşarak bazen de savaşmadan alınan topraklarda.

Devrin şartlarına göre doğal mı? Doğal!

Sonra ne oldu?

Osmanlı’nın fetihleri devam etti. Büyüdükçe büyüdü.

Ve biz, Osmanlı’nın da katkısıyla bu topraklara sürgün geldik. Göçle gelenler de oldu.

Zaten sıkıntıları olan Osmanlı için durum daha da kötüleşti. Kurtulsun diye herkes gibi, hatta bazı yerlerde herkesten daha çok savaştık falan.

Ama olmadı ve Osmanlı Devleti ortadan kalktı.

Yani bizim sürgün geldiğimiz devlet yok artık!

Ne var? Bu topraklarda yaşayan halkların Osmanlı’nın yerine hep birlikte kurduğu yeni bir devlet var.

Bu yüzeysel değerlendirmenin sonucu ise şu;

“Arkadaş! Bu topraklar bizim anavatanımız değil. Sizin olmadığı gibi! Ama Türkiye sizin ve bizim sona eren Osmanlı’nın yerine kurduğumuz, beraberce mülkiyet sahibi olduğumuz ülke.

Dolayısıyla kimse kimseye “İstemiyorsanız gidersiniz” diyemez. İstersek gideriz o ayrı konu! Gider geliriz o da bizim meselemiz…

Kimse haklarımızı gasp edemez. Kimse üzerimize farklı etnik kimlikler yamayamaz…

Velhasıl;

“Esas oğlan” havasına girip diğerlerine figüran muamelesi yapmaya yeltenmeyin!

Öz evlat şımarıklığına kaptırmayın kendinizi!

Bir halkın ötekine üstünlüğü yok. Osmanlı’nın nispi eşitlikçi yaklaşımına rağmen zımnen benimsediği “Millet-i hâkime” anlayışı ilga oldu.

İttihatçı-Kemalist “Ulus devlet” zihniyeti çağ dışı kaldı.

Türk Türktür, Çerkes Çerkestir, Kürt Kürttür, Laz Lazdır vs! Hepsi değerli. Hepsi birlikte Türkiye Halkı! Hepsinin ortak sorumluluklarının yanı sıra kendisi gibi olma hakkı var.”

Sevgiler ülke halklarına! Selamlar insan olana!

 

Not: Bu yazı gördüğüm hadsiz bir paylaşım nedeniyle yazılmıştır.

 

Önceki İçerik‘Bizi değil, sevdiklerimizi kaybedenleri yargılayın’
Sonraki İçerikVahim tablo
Süha Baytekin
1965 Almanya doğumlu. Baba İstanbul, anne Eskişehirli. Haydarpaşa Lisesi ve Marmara Üniversitesi Uluslararası İşletmecilik mezunu. Yüksek lisansını ve doktorasını İstanbul Üniversitesi Uluslararası İşletmecilik'te yaptı. Koç Holding ile başlayıp sayısız firmada yöneticilik, Hamoğlu Holding ile sonlanan, pazarlama, iletişim kordinatörlüğü... Şu anda emekli. Uzun yıllardır sosyal medya ve çeşitli mecralarda yazarlık... 5.000 fotoğraflık eski Çerkes fotoğrafları arşivi var. Kitapları: "Diasporada Çerkes Olmak", "Çerkes Sürgünnamesi", "Kutsal Ay’ın Kızları-1". Basılacak Kitapları: "Kutsal Ay'ın Kızları-2", "Kutsal Güneşin Çocukları", "Diasporik Hikayeler". Medeni durum: Bekâr.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz