Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Durum muhakemesi – 23

Kuzey Kafkasya ve İslam dini

İslam dini Ortadoğu ve Arap ülkelerinden sonra Kuzey Kafkasya’ya ulaştığında, halkın yerel inanç sistemini ve yaşam tarzını birlikte kapsayan XABZE yerli yerinde devam ediyordu. Yazılı olmayan anayasa hükmündeki XABZE güçlü yaptırımları barındıran ve hayatın her alanını düzenleyen mükemmel bir yasalar sistemiydi.

Kuzey Kafkasya’nın yerli halklarının daha önceleri tanıştıkları Musevi ve Hıristiyan dinlerinin pek kabul görmediği, XABZE karşısında pek tutunamadığı bilinmektedir. İslamiyet, Dağıstan ve Çeçenya’ın dahil olduğu Doğu Kafkasya coğrafyasında, müridizm sistemi olarak hızla yayılırken Çerkesya bölgesinde yerli inanç sistemi devam ediyordu. İslamiyet, Batı Kafkasya’ya daha geç ulaştı.

16. yüzyıldan itibaren, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı Kırım Hanlığı ile süren ilişkilerle kısmi etkileşim oluştu. Bölgeye Rus saldırılarının yoğunlaşması üzerine, 18. asırda, Osmanlı İmparatorluğu Kafkasya ile ilgilenmeye başladı ve Osmanlı Valisi Ferah Ali Paşa’nın çalışmaları etkili oldu, İslamiyet’in Çerkesya bölgesinde yayılmasını hızlandırdı. Bu konuda, Osetya ve Abhazya genelinde Hıristiyan dinine bağlılık devam etti.

İslam dini, Batı Kafkasya’nın 101 yıl süren son vatan savunması savaşlarında, Hıristiyan bir güç olan düşmana karşı mücadelede etkili bir motivasyon kaynağı da olmuş olabilir. Özellikle son ölüm kalım mücadelesi devam ederken, Adige halkı İslam dinine adeta dört elle sarılma refleksini gösterdi.

Rus Çarlığı’nın Kafkasya’yı tamamen istilasından sonra da bölgede İslam dini varlığını sürdürmeye devam etti. Ancak çarlıktan sonra kurulan Sovyet rejiminin dinleri yasaklaması üzerine mescitler, camiler ortadan kaldırılıp dini ibadetler ve ritüeller yasaklandı ise de insanların çoğu atalarından, büyüklerinden görüp öğrendikleri inançları ve ibadetlerini gizlice sürdürmeye çalıştılar. Bu süreçte sadece cenaze hizmetlerine ve kısa dini ritüelle defnedilmelerine izin veriliyordu.

Nihayet 20. asrın sonuna doğru, Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucu, komünist rejimin yıkılması ve yasakların kalkmasından sonra, ortaya çıkan dini inanç boşluğunun kapatılması gerekiyordu. Ama artık camiler, mescitler ve din adamları yoktu. Bu boşluğun farkında olan Arap ülkeleri ve İran tarafından gelen din misyonerleri, Vahabizm ve Şia gibi aşırı ideolojik mezhepleri yaymaya başladılar.

Rusya Federasyonu’nun genelde gençler arasında yaygınlaşan bu tehlikeli gelişmeleri önleme adına uyguladığı polisiye tedbirler, bizim toplumumuzda büyük zayiata sebep olmakta. Buna rağmen Adigey Cumhuriyeti’nde Kuran kursları ve serbest din eğitimi faaliyetleri güçlü bir şekilde devam ediyor. Adige köylerinden cami veya mescidi olmayan köy kalmamıştır. Cuma günleri ve diğer dini bayramlarda camiler ve mescitler dolup taşıyor. Tabii camileri sadece Adigeler doldurmuyor. Genelde çalışmak amacıyla veya öğrenci olarak bölgede bulunan diğer Müslüman halklardan Tatar, Tacik, Özbek, Türkmenlerin de sayısı az değil.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, anavatana gittiğimiz ilk zamanlarda, atalarımızın İslam dini için vatanı terk edip halifenin ülkesine göç ettikleri iddiası ile sitem ediyorlardı. Tabii onlara öyle öğretilmiş, ezberletilmişti. Sonraları gerçeği öğrendiler. Artık sürgünün sembolik tarihi 21 Mayıs’larda anma etkinliklerini bizden daha güçlü bir şekilde gerçekleştiriyorlar.

Her şeye rağmen İslam dini Kuzey Kafkasya halklarında kimliğin bir parçası halindedir. Bu durum, diasporada din kardeşliği anlayışı ile asimilasyonu hızlandırırken, anavatan tarafında Hıristiyan eşit düşman anlayışı ile asimilasyona karşı fren etkisi yapmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları

Durum muhakemesi – 22

Din faktörü Dini inançlar insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar ilkel çağlardan itibaren, doğa olayları ve mucizeleri karşısında, korku ve merak duyguları ile muazzam gücün kaynağını...

Durum muhakemesi – 21

Kimliğin gücü İnsanın yaratılışında var olan en belirgin özelliklerdendir kimlik duygusu. Bireysel ve toplumsal anlamda kimlik anlayışı, küçük yaşlardan itibaren aile, çevre, inanç ve eğitim...

Durum muhakemesi – 20

Değerli dostlar, bugüne kadar DURUM MUHAKEMESİ başlığı ile çıkan yazılarımda, sürekli Çerkes ulusal davamıza dair fikir ve düşüncelerimi yansıtmaya çalıştım. Zira yok olma sürecinde...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

TARİHTE BU AY

Yazarla sohbet

- Advertisement -spot_img