Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Folklorun gücü ve dans

Adigey’in çocuk dans ekibi Oşad’ın(Ошад) kurucusu ve eğitmeni Viktorya Yedici; ekibin kuruluş aşamasını, dansı ve eğitmenliğin önemini anlattı.

-Aralık ayında Oşad’ın beşinci yılını kutlayacaksınız. Seyirciyi nasıl bir gösteri bekliyor?
Beş yıl önce Maykop’ta Sindika ekibi, Açumez etnik vokal ekibi, Bagage folklorik müzik grubu ve Oşad çocuk ekibi aynı dernek çatısı altında kuruldu. Bu bileşenlerin programında Adige kültürünün koreografi, şarkı, dans ve müzik gibi zengin ve kapsamlı yönleri bir arada yer aldı.
Bu beş yıl içinde kendi repertuarımızı yarattık. 6 Aralık’taki gösterimizde seyircilerimizi şaşırtıcı sürprizler bekliyor.

-Neden halk danslarını seçtiniz?
Etnik kültürün her şeyine hayranım. Bence etnik kültür geleceğin anahtarıdır. Rusya halklarına genellikle ulusal azınlıklar deniliyor. Bu adlandırma bir yandan incitici gelirken bir yandan da bu azınlıkların etnik kültürlerinin Rusya’yı büyüttüğünü düşünüyorum.
Globalleşme çağında etnik kültür çok daha fazla talep görüyor. Etnik kültür, kişinin genetik hafızasına bir çağrıdır.

-Rusya Halk Sanatçısı Aslan Nehay’ın “Kültürel kadro sorunlarını görmezden gelirsek Adigey’in profesyonel toplulukları çok yakın zamanda kapanmanın eşiğine gelir” sözüne katılıyor musunuz?
Çok doğru. Bu konuda kendi topluluğumuzdan örnekler verebilirim. Bagage müzik topluluğunu kurarken müzisyen eksikliği sorunuyla karşılaşmıştım. Ülkede sadece iki uzman vardı: Rustam ve Lilya Şeudzen…Nalçik’te eğitim almış görmüş müzisyenler. Rustam şu anda Bagage’yi yönetiyor. Adigey’de şu anda apepsis çalabilecek profesyonel tek bir müzisyen bile yok. Şıçepşine için de aynı durum söz konusu. Çok şükür ki Zamudin Guçev var, çocuklara eğitim veriyor.
Adigey’in folk müziği öğretecek öğretmen ve uzmanlara ihtiyacı var. Devlet Sanat Okulu bir zamanlar Kim Tletseruk tarafından yönetilen akordeon bölümünü kapattı. Nedeni ise kimsenin akordeon çalmayı öğrenmek istememesiydi. Bu sorun devlet düzeyinde ele alınıp çözülmelidir. Bu konuda çalışmalar yapılmazsa elimizdekileri de yitiririz.
-Günümüzde öğretmenlik mesleğinin prestiji azalmış durumda. Sanatçılık için durum ne?
-Sadece öğretmenlik mesleğinin değil, birçok meslek için durum aynı. Hiç unutmam, “Nalmes” dansçıları 80’li yıllarda sokakta zor yürürdü. Sokaktaki insanlar onları bir moda dergisi kapağından fırlamış starlar gibi görürdü. Şimdi öyle değil.
Oşad’a öylesine yetenekli çocuklar geliyor ki. Her yıl yeni yıldızlar keşfediyoruz ama ebeveynler, “Yürümeyi, şarkı söylemeyi ve dansı biraz öğrensinler ama gelecekte gerek yok. Büyüyünce sanatçı olacaklarına avukat, ekonomist ya da mühendis olsunlar” diyor.

-Çocukların eğitimine nereden başlıyorsunuz?
Pedagojik deneyimim sahne deneyimim kadar büyük değil ama ilk öğrettiğimiz şey cegu (dans) esnasında nasıl dizilmeleri gerektiği oluyor. Erkek ve kızların nasıl sıralanacağı, erkeklerin kızları nasıl dansa davet edecekleri, dans sonunda nasıl yerlerine bırakacakları gibi konularda eğitim veriyoruz.
Molalarda çocuklar çok gürültülü olabiliyor. Sesimizi hiç yükseltmeden Adigece “Haynap” diyoruz. Bu kelime adeta bir mucize görevi görüyor. Zamanla çocukların sadece dansa değil insanlara ve kültürlerine yaklaşımı da olumlu anlamda değişiyor. Öğretmenin gerçek zaferinin de bu olduğuna inanıyorum. (adigea.aif.ru)

Çeviri: Serap Canbek

Serap Canbek
Serap Canbek
İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümündeki tahsilinin ardından sigorta sektöründe çalıştı. 2011 yılından beri Jıneps gazetesinde yayın kurulu üyesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Yeryüzünde güçlü izler bırakan kadın: Şamirze Ludmila

Avrupa Parlamentosu’nun Strazburg’daki binasının önüne 1994 yılında dikilen ve Avrupa Birliği’ni sembolize eden heykeli yapan sanatçı Ludmila Tcherina’nın babasının Çerkes olduğunu tesadüfen öğrenip de...

Sürdürülebilir kültürel miras

Sürdürülebilir kültürel miras Çocuklar, bir halkın kimliğini ve kültürünü yansıtan anadilleriyle kimlik kazanır ve sosyalleşir. “10 sene sonra bulamayacağımızı düşündüğümüz Adıgabze çocuk seslerini kayıt altına...

Savaşa dair iki film

Abhazya Savaşı’nın 30. yılında, Gürcistanlı yönetmen ve senaryo yazarı Nana Janelidze’nin “Devam Et Lisa” ve Tiflis’te yaşayan Abaza yönetmen Anna Dziapşipa’nın “Sınır Çizgisinde Otoportre”...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img