Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Rumeli’den Çerkes Göçü

Kırım Savaşı’ndan (1854-1856) sonra Rusya hedefini Kafkas­ya’ya yöneltmişti. Yaşanan Çerkes-Rus Savaşı (1860-1864) sırasında periyodik olarak Kafkasya Rus işgaline girmişti. Bu sıralarda yaşanan sürgünlerde yerel halkın bir kısmı Anadolu’ya doğru gelirken bir kısmı da, o dönem Osmanlı toprakları içinde olan Balkanların (Bulgaristan, Sırbiya, Romanya ve Yunanistan) değişik bölgelerine serpiştirilerek iskan edilmişlerdi. Balkanlarda Müslüman unsurların güçlendirilmesi amacıyla Çerkeslerin bu bölgeye yerleş­tirildiği propagandası ile Rusya Slavları kışkırtıyordu. Bulgarların 1876’da başlattıkları “Aprilsko Vasstaniye” (Nisan Ayaklanması)’nda, Balkanlara yer­leşmiş olan Çerkeslerin “binlerce Bulgarın katledilmesi”nde yer aldıkları söylencesini yayıp bir Çerkes korkusu da yaymışlardı. 

Avrupa kamuoyunda olumsuz bir hava estirilerek, Osmanlı İmparatorluğu’nun yalnız kalmasısağlanmıştı. Rusya’nın kış­kırttığı Bulgar isyanı sonrası, İstanbul’da Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Osmanlı’nın katıldığı bir konfe­rans düzenlenmiş, ancak sonuçsuz kalmıştı. Bu konferansa katı­lan devletler, daha sonra 31 Mart 1877 günü Londra’da topla­nıp “Londra Protokolü” imzalanmış ise de Osmanlı reddetmişti. Rusya bunun üzerine Hıristiyanları savunma bahanesi ile 24 Nisan 1877’de Osmanlı’ya savaş açmış, Osmanlı’nın eski mütte­fik devletleri bu duruma sessiz kalmış, yaşanan Osmanlı-Rus Savaşında (1877-1878) Rus birlikleri Plevne’nin ardından Edirne üzerine yürümüş, 20 Ocak 1878’de şehrin düşmesi üzerine Osmanlı Padişahı Rus Çarı’ndan ateşkes talebinde bulunmuş, 31 Ocak 1878’de barış ilkelerini belirleyen Edirne Antlaşması imzalanmıştı. 

Barış görüşmeleri Rusların karargahlarını naklettik­leri Ayastefanos’ta (Yeşilköy) devam etmiş, İngil­tere ve Fransa, Rusların Yeşilköy Antlaşması ile Balkanlar’da büyük nüfuz kazanması ve Akdeniz yolunun açılması tehlikesi üzerine harekete geçmişler ve 13 Haziran 1878’de top­lanan Berlin Kongresi’nde, Yeşilköy Antlaşmasının maddeleri ye­niden ele alınıp değiştirilmişti. Berlin Silah Bırakışması (1878)’ndan sonra Balkanlara yerleştirilmiş olan çok sayıdaki Çerkes göçmeni bu kez ikinci bir göç ile yerlerinden ediliyor­lardı. Rumeli’den tekrar koparılan Çerkeslere Ortadoğu’ya sevk edilmeleri koşulu gelmişti. Yerlerinden edilen göçmenlerin, sayıları hakkında hükümet temsilcilerinin bilgileri olmadan gemilere alınmamaları için önlem alınmıştı. 

Buna neden ise, Çerkeslerin on dört yıldır yaşa­dıkları Rumeli’deki köylerine tekrar dönmeyi denemeleridir. Bu hareketi haber alan hükümet, İstanbul’daki elçiliklere, gemi şirketlerine ve Göçmen Komisyonu’<span>na; Rumeli’ye dönmek is­teyen, belgesi olmayan Çerkeslerin hiç bir iskeleden gemilere alınmaması hakkında talimat geçmişti. İçişleri ve Dışişleri Ba­kanlıkları ve Göçmen komisyonu arasında; “17 Mayıs 1879 tarih ve 96/5 sayı / 25 Mayıs 1879 tarih ve 96/13 sayı / 29 Mayıs 1879 tarih ve 96/17 sayı / 18 Aralık 1879 tarih ve 97/6 sayılı” ya­zışmalarda, Çerkeslerin kendilerine gösterilen yerlerden başka yerlere gitmelerinin önlenmesi için gerekenlerin yapılması is­tenmişti. 

Buna karşılık özgürlüğüne kavuşan Bulgar hükümeti de, Kasım 1879’da aldığı bir karar ile Çerkeslerin tekrar Rume­li’ye dönmelerini yasaklamış, kara ve deniz sınırlarını Çerkeslere kapatırken, bazı denizcilik şirketleri ücreti karşılığı Çerkes göçmenleri taşımaktan geri kalmı­yordu. Bu dönemde Balkanlardan Ortadoğu’ya götürülen Çerkeslerden bazıları iklim uyuşmazlığı karşısında kendi imkanlarıyla geri dönerek Kocaeli Sancağı’nda, Karamürsel, Yalova, İzmit gibi yerleşimlere gelerek kalmayı başardılar. 

Daha sonra bunlara Devletçe verilen “Devlet-i Hakani Senedi” nde (Devlet’in Tapu Senetleri); “Devlet-i Aliyye’den Rumeli Çerkes Muhacirleri” (Osmanlı Devleti tebasından Ru­meli Çerkes Göçmenleri) ibaresi yer alırken, direkt Kafkas­ya’dan gelenlerin tapu senetlerinde “Kafkasya Çerkes Göçmen­leri” nin yazılı olduğunu yaptığım mahalli arşiv çalışma­larında görmüştüm. 

Kaynakça: 

1.Bilal N. Şimşir – Rumeli’den Göçler, c.l 2. 1998.  

2.Hür. Tarih, 10 Ağustos 2005.  

3.Nihat Berzeg – Çerkes Sürgünü, 1996.  

4.Dışişleri Bakanlığı Arşivleri. Siyasi, Rusya, Karton 122, Dosya 64.  

5.Karamürsel Tapu ve Arazi Çalışması. 

 

Sayı : 2009 10 

Yazarın Diğer Yazıları

Ayşet (Ayşe)’in Öyküsü

Kırım Hanlığa Hazinesi’ne mali gelir sağlayan “Çapaçul Seferleri” adı verilen çıkarmalar, yılda en az iki defa olmak üzere dü­zenli olarak Kuzey Kafkasya’ya yapılıyordu. O...

Aile Armalarının Tarihçesi

Çerkesler, takriben bin yıl önce Kafkas dağları arasında yaylalarda, kuytu yerlerde dağınık olarak yaşıyorlardı. O ta­rihlerde Kafkasya’nın Kuzey-batısı’nda yer alan LEĞUNAK adı yerilen dağda...

Çerkesya ve Çerkesler

Çerkesya’da kabilelerin belli noktalarda değişik adlar ile yaşarlarken bir bölümü Doğu Roma’nın egemenliği altında VII. yüzyıla kadar yaşadı. Daha sonra Hazar Devleti’nin yardımı ile bağımsız...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img