Sevgili dildaşlarım; biliyorum, çoğunuzun hangi sıkıntılar içinde mücadele verdiğinizi. İş, aş ve sağlık. Yaşam kavgasında hepimizin birinci önceliği bu üç kavram üzerinedir. Sonra EŞ ve ÇOCUKLAR! Zira meşhur deyimdir “Yalnızlık Tanrıya hastır” tümcesi. Bu bağlamda, yürüyen ve duran tüm canlılar, türünü devam ettirme doğal yasasına tabidirler. Onun için, EŞ edinme isteği, ayıp değildir. Ancak “Fare geçemediği delikte, birde kuyruğuna kabak bağlarmış” misali, önce işin ve aşın olacak. Neden bu özel yaşama değinme ihtiyacı duydum? Yanıt; ‘evlenebilecek’ çağda ve buna müsait, “Kendi kültürel değerlerime bağlı kalmak istiyorum. Ancak partner seçmekte ve bulmakta zorlanıyorum. Ve hatta bulamıyorum” diyenlerle karşılaşıyorum.
Sevgili dildaşlarım, evlenebilecek kız veya erkek çocuk adaylarını sanırım dağda, bayırda veya sokakta arıyorsunuz. Veya halen kendinizi bir Çerkes köyünde sanıyorsunuz. Bunlar bitti, yitti ve gitti. Kentleştik. Kurallar, buna göre değişti ve gelişti. Eee ne olacak şimdi? Burada ben Çerkeslerden bahsederken yine “Önemli olan insan olmaktır” tümcesiyle karşılaşıyorum. Sevgili dostlarım, ben “Çerkes” kavramını kullandığım zaman neden insandışı varlıklar akla gelir? Anlamakta ben de zorlanıyorum. Örneğin bazen, vefat eden, tanımadığım birileri içi, önce mutat olduğu üzere “Tanrı rahmet eylesin!” dedikten sonra, “Çerkes mi idi?” diye sorduğumda, karşılığında yine “Önemli olan insan olmaktır” yanıtını alıyorum. Yanıtım; “Ben de insan olan Çerkesten bahsediyorum” şeklinde oluyor. Yine kendi konuma döneyim; yani, kendi kültürel değerlerinle var olmak ve bunda kararlıysan, hayat arkadaşı bulman için:
1- Yasal kuruluş olan derneklerimize, üye olacaksınız. En azından her ailede bir-iki insan. Ayrıca oraya da aidat ödeyeceksiniz, ayakta kalabilmeleri için. İşte bu hareketiniz ve bilinciniz, aradığınız gençlerin buluşmasına ve tanıştırılmasına vesile olacaktır.
2- “Teknoloji” denilen bir kavram var. Her konuda “-cek,-cak” kullandığınız teknolojiyi bu konuda da kullanmanızda bir günah ve ayıp yoktur.
3- Bu konuda, yani kültürel kimliğimizin korunmasında izdivacın önemli olduğuna inanıyorum. Biliyorum, “ırkçılıkla” suçlanacağımı. Ve tıpkı, “dilden” söz ederken “din” anlaşılması gibi. Ve öyle anlamak isteyenlerin olduğunu.
4- Sevgili dildaşlarım, 1400 yıl önceki ‘Arap Kabile Kültürü’ dilini, ‘inanç rehberi’niz olarak kullandığınız sürece, ne dilinizi ve ne de kültürünüzü koruyamazsınız. İnancım budur.
5- Dinsel inanç öncelikli yaşadığını iddia eden dildaşlarım; korkmadan Tevrat’ı, Zebur’u (Mezmurlar) ve İncil’i okuyun. O zaman, “Atalar Dini” diye küçümsediğiniz kadim inancımızın tarihsel yolculuğunu anlamış olacaksınız. Bu arada dilinizin korunmasının da ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız.
6- Hz. İbrahim meselesi ve hayatı çok önemli. Тхьа-Тхьамадэ-Хабзэ kavramlarının himayesinde, tarihi bir yolculuk yaparsanız, o önemsemediğiniz ve hatta küçümsediğiniz kadim inancımıza da “ATALAR İNANCI” deyip geçemezsiniz.
7- Hakların (ne ise) ihlalini yapan, insanın kendisidir. O halde bu varlığın kendi haklarının korunmasını kim sağlayacak? İnsandışı varlıkların haklarından söz edebiliriz. Bu doğrudur. Bir insanın, insan haklarına sahip çıkabilmesi için, önce kendisini ıslah etmesi gerekir. Bunun nasıl olacağını, yanıtını da sizler düşünün.
8- Camiler, kiliseler, havra veya sinagoglar; kısaca tapınma mekânları Tanrının evi değildir. Tanrının varlığı ne mekânla ne de zamanla izah edilemez, diye düşünüyorum.
9- Yüce yöneticilerimizden istirham ediyorum; şiddet, intikam, kin ve nefreti çağrıştıracak söylem ve eylemlerden uzak durun. Azıcık sokağa inin ve hükmettiğinize inandığınız insan yığınları ile dirsek teması kurun.
10- İnancınızdan olmayanlara, “gavur, kâfir” ve “Hristiyan Kulübü” kavramları dışında onların ibadet yerlerini yıkacak, kendi inancına uygun ibadet yerine dönüştürecek ve sonra da sana saygılı olmalarını bekleyeceksin. Kâfirliğin mektebi cehalettir. Cehalet ise bilmediğini bilememektir.
11- Lütfen, tekrar tekrar yazıyorum, dilimizde mevcut sözcükleri ve kavramları kullanınız. Özellikle ahiret, ibadet yeri ve Tanrıya yakarışlar başta olmak üzere.
12- İslam öncesi Tanrı buyruklarını içeren, “Tevrat ve İncil’i birileri yazdı” gibi izahı ve ispatı muallak olan söylemler doğru değildir. Hz. Musa’nın ‘On Emir’inin hangisinin bir lider tarafından yazıldığını ispat edebilirsiniz. ‘On Emir’de “Yalan söylemeyin, Çalmayın, Öldürmeyin, Komşunuzu kendiniz gibi sevin” maddelerinin hangisini inkâr etmek mümkündür.