Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) uzun yıllara dayalı çalışma sonucu kurulduğunu biliyoruz. 2022 Olağanüstü Genel Kurulu ile başlayan bir tartışma sürecinin içindeyiz.
Dünya Çerkes Birliği (DÇB) üyeliği ve Tüzük üzerinden başlayan tartışmalar, 2023 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı sırası ve sonrası bazı üye derneklerin “faaliyetlere gözlemci olarak katılma, üyelikten ayrılma, üyeliği askıya alma” gibi tavırlar almasıyla devam etti.
Tavır alan derneklerimizden başlayarak federasyon üyesi derneklerimizle süreci değerlendirmek, gerek Türkiye’de gerekse uluslararası arenada önemsediğimiz “birlik” konusunun daha sağlıklı yürüyebilmesi için katkıda bulunmak istedik. Derneklerimize aynı dört soruyu yönelttik.
Mart sayımızda İstanbul Kafkas Kültür Derneği, Kayseri Kafkas Derneği, Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu veya başkanları ile yaptığımız söyleşileri verdik.
https://jinepsgazetesi.com/2024/03/derneklerimiz-kaffed-dcb/
Nisan sayımız için Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Samsun Çerkes Dernekleri ve Ceyhan Kuzey Kafkas Kültür Eğitim Derneği ile irtibat kurduk. 31 Mart yerel seçimlerine yönelik yoğunluk nedeniyle sadece Antalya Çerkes Derneği yanıtlarını gönderebildi.
https://jinepsgazetesi.com/2024/04/derneklerimiz-kaffed-dcb-2/
Mayıs sayımızda dönüş yapan Ankara ve Bursa Çerkes Derneklerini yayımladık.
https://jinepsgazetesi.com/2024/05/derneklerimiz-kaffed-dcb-3/
Haziran sayımızda Nazilli Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği’nin yanıtlarını yayımladık. İrtibata geçtiğimiz Samsun Çerkes Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Ayrancı, “Toplumumuzda yeni tartışmalara yol açmamak adına söyleşiyi uygun bulmuyorum” diyerek sorularımızı yanıtlamayacağını ifade etti. Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı Mutlu Kınık, görüş bildirmek istemediğini belirtti.
https://jinepsgazetesi.com/2024/06/derneklerimiz-kaffed-dcb-4/
Temmuz sayımızda Biga Kafkas Kültür Derneği ile Bandırma Kuzey Kafkasya Kültür Derneği’nin cevaplarına yer verdik.
https://jinepsgazetesi.com/2024/07/derneklerimiz-kaffed-dcb-5/
İrtibat kurduğumuz derneklerimizden dönüş beklerken, Susurluk Kafkas Derneği Yönetim Kurulu yanıt vermek istemediklerini ifade etti.
Ağustos sayımızda Düzce Adige Kültür Derneği, Sinop Kafkas Derneği, Çerkes Kültür Evi, Gönen Çerkes Kültür Derneği ve Balıkesir Adige Çerkes Kültür Derneği’nin cevaplarını yayımladık.
https://jinepsgazetesi.com/2024/08/derneklerimiz-kaffed-dcb-6/
Bu sayımızda Bolu Kafkas Derneği’nin gönderdiği cevapları paylaşıyoruz.
“Tabanda yaygınlaştırılmış bir örgütlenme şarttır”
-Jineps (J.): Nasıl bir KAFFED/Federasyon/Birlik hayaliniz var? Üye derneklerle ilişkiler, uluslararası kurumlarla ilişkiler, sürgün, soykırım, başta anadili olmak üzere kimliğe ve kültüre dair her konuda nasıl bir birlik? Mevcut durumun ihtiyacı karşıladığı seçeneği de var elbette.
-Bolu Kafkas Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Boran (Ç.B.): Son zamanlarda bazı tartışmalar oldu ve bazı derneklerin KAFFED’den ayrılmak istediklerini gördük. Ayrılmalar KAFFED’in gücünü azaltır mı derseniz, bu ayrılan derneğe bağlı. Ayrılan dernek geniş bir kesime hitap ediyorsa ve tabanla süreklilik arz eden bir iletişime sahipse bu ayrılık KAFFED’i elbette zayıflatır. Ancak böyle bir dernek var mı tartışılır. Bunu söylerken yanlış anlaşılmasın, hiçbir dernek yönetimine bir ithamda bulunmuyorum. Onlar maddi manevi fedakârlık yaparak zamanlarını bu işe ayırıyorlar. Rusya’nın eski başbakanlarından Viktor Çernomırdin’e, ekonomik buhran ve iç karışıklıklar içindeki Rusya’da görevini bıraktıktan sonra bir soru yöneltiliyor: “Yönetiminiz süresince ne yaptınız, ülke niye bu halde?” Viktor Çernomırdin bu soruyu şöyle cevaplıyor: “Biz elimizden gelenin en iyisini yapmak istedik ancak sonuç her zamanki gibi oldu.” KAFFED’in ve derneklerimizin yöneticileri fedakârca ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar ancak sonuç hep benzer oluyor. Onları eleştirenler de ellerini taşın altına koysa belki sonuç her zamankinden farklı olacak. Şunu da hatırlatmak isterim ki KAFFED yönetimi, bağlı derneklerin üyeleri içinden seçiliyor ve yönetimler genelde seçimden seçime değişiyor. Dahası bir önceki yönetim, KAFFED’in ilkelerine ve geleneksel yaklaşımına karşı olan duruşuna rağmen seçilmişti. Kısacası, KAFFED üye derneklerinin bir yansımasıdır. Onlar ne kadar başarılı ise KAFFED de o kadar başarılıdır.
Dernek ayrılmaları moral bozucudur ancak bundan sonrasında önemli olan üye derneklerimizin tabanla sürekli bir iletişim geliştirmesidir. İletişim yoksa toplumun ve dahi üyelerimizin bugüne kadar oluşturulmuş diaspora ve anavatanla ilgili düşünsel altyapıdan beslenme imkânı da olmuyor.
Peki, ne yapılabilir? En geniş çerçevede topluma nasıl ulaşılır?
Bizce bunun iki yolu var: a) Örgütlenmenin tabana yayılması b) Sosyal medya ve internet imkânlarının yaygın, bilinçli ve etkili kullanılması.
- a) Örgütlenmenin tabana yayılması:
Mevcut durumda her şehirde bir veya birkaç dernek var. Bu derneklerin kapsama alanlarındaki tüm topluma ulaşmaları mümkün olamıyor. Bunun için tabanda yaygınlaştırılmış bir örgütlenme şarttır. Federasyonun öncülüğünde ve bölge derneklerinin teşviki ile köy dernekleri kurulabilir. Mevcut durumda köylerimiz boşaldığı ve köy nüfusu şehirlerde yaşadığı için herkes kendi köylüsü ile şehirde bir araya gelme ihtiyacı da duyuyor. Ayrıca halihazırda kurulmuş köy dernekleri de var. Bu yaygınlaştırılabilir. Örneğin, sadece Uzunyayla’daki Çerkes köyleri bile dernek kursa Kayseri’de 80 civarında köy derneği olur. Bölge derneği, bu derneklerle sürekli iletişimde olacağı bir platform oluşturabilir. Bu sayede dernekler üzerinden bir anda binlerce kişiye ulaşmak mümkündür. Bir ileri adım olarak da bu köy derneklerinin bölge derneği liderliğinde, federasyon çatısı altında birleşmeleri sağlanabilir. Bölge federasyonlarının da konfederasyon çatısı altında bir araya gelmesi ile KAFFED’i bir konfederasyona dönüştürmüş oluruz. Tabii ki böyle bir yapılanmaya gitmenin çok kolay olmadığının farkındayım. Ancak idealizm ve birliktelik ruhunu tekrar canlandırıp sabır ve özveri ile çalışılırsa bu mümkündür.
Böyle bir örgütleme yapılamazsa bile mevcut köy dernekleri ve yeni kurulacak köy dernekleri ile ortak bir iletişim platformu oluşturarak tabana ulaşma yönünde önemli bir mesafe alınabilir. KAFFED halihazırda köy muhtarları ile iletişim içinde olmaya çalışıyor. Bu da kıymetlidir ve güçlendirilmelidir. Öte yandan, köydeki nüfus azaldı ve yaşlandı. Bizim asıl ulaşmamız gereken gençlik ise şehirlerde yaşıyor.
- b) Sosyal medya ve internet imkânlarının yaygın, bilinçli ve etkin kullanılması:
Derneklerin tek başına sosyal medya ve interneti etkin kullanması ve bunu bir sürekliliğe dönüştürmesi pek mümkün değildir. Bunu federasyon yapmalıdır. Federasyonun sitesi günlük yayımlanan bir internet gazetesi formatına dönüştürülmelidir. Başka türlü internet sitesinin okunmasını ve takip edilmesini bir alışkanlığa dönüştüremeyiz. Takipçi olmayınca da internet sitesi üzerinden toplum ile bağ kurmak mümkün olmuyor.
Böyle bir internet gazetesi formatını ortaya çıkarmak için finansal kaynaktan çok özveriye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Federasyonun internet sitesinde anavatandan haberler günlük olarak mutlaka olmalıdır. Bu haberler toplumu ilgilendiren spor dahil her alanı kapsamalıdır. Bu sayede diasporanın anavatanı daha fazla tanıması ve ilgi duymasını sağlayabiliriz. Ayrıca diaspora ile ilgili güncel toplumsal haberler de yapılmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır. Tanıtımlarla birlikte tüm bunlar federasyonun internet sitesi takipçi sayısını artıracaktır. Bu sayede federasyon, toplumun tüm katmanlarına internet sitesi üzerinden ulaşabilecektir. Takipçi sayısı arttığı zaman site kendi kendini de finanse edebilecektir.
KAFFED’i kuranlar, kurumun ilkelerini uzun tartışmalar sonucunda oluşturmuşlardır. Federasyona katılacak yeni üye derneğin tabanına, federasyonun durduğu yer ve ilkeler konusunda mutlaka bilgilendirme yapılmalıdır. Farklı görüşler olabilir ancak bu farklı görüşler ileride kurumun çizgisini değiştirecek bir çoğunluğa evrilmemelidir. Ayrıca üye yapmadan da her görüşten insanımıza ulaşabilir ve iletişim içinde olabiliriz.
Bolu Kafkas Derneği Yönetim Kurulu
Sağdan sola: Cem Göl, Ayşe Özcan, Çetin Boran (Başkan), Ercan Gülen, Cevher Altuğ
-J.: Siyasi kararları, hemen her sosyal tabakadan insanların üye olduğu kültürel derneklerin birliği gerçeğinden hareketle nasıl almalı? Dernekler ve KAFFED siyaseten neyi ne kadar yapabilir? Kimliğe dair talepler demokrasi ile ilintili. Kendinizi ifade edeceğiniz kamusal alanların en etkili olduğu yer TBMM ve orada temsiliyetimiz yok. Yerelde yoğun yaşadığımız kentlerde belediye başkanlığı seçimlerinde ağırlığımız tartışılır. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
-Ç.B.: “KAFFED, hükümet dışı, gönüllü üyelik temelinde etkinlik gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. Herhangi bir parti veya siyasal gruba bağlı değildir.” Bu, KAFFED’in temel ilkelerinden biridir. Şimdiye kadar buna bağlı kalınmıştır ve herhangi bir siyasi partiye angaje olmamaya özen gösterilmiştir. Elbette siyasi parti ve yönetimlerle birtakım görüşmeler ve ilişkiler olacaktır. Aynı zamanda çeşitli siyasi partilerden milletvekili ya da belediye başkan adayı hemşerilerimiz olduğu zaman derneklerimizde ve federasyonda, bu adayların desteklenmesi yönünde bir eğilim her zaman olmuştur. Ancak bunu yaparken KAFFED’in ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır. KAFFED’in genel ilkeleri ve demokrasi başlığı altında yer alan bazı ifadeler şöyledir: “KAFFED, her türlü ayrımcılığa; toplumlar arasında düşmanlığı körükleyen her türlü ırkçılığa ve şovenizme karşıdır” ve “KAFFED, laiklik ve demokrasiden yanadır”. Aday hemşerilerimiz desteklenecekse partisinin bu ilkelere uygun olması gerekir.
Ayrıca dernekler olarak siyasete çok angaje olup beklenti içinde olmamak da gerekir. Çerkeslerin siyasi parti kurması nasıl olur derseniz bu dağınık nüfus yapısı ile başarılı olma şansı biraz az; ancak birileri böyle bir parti kuruyorsa da KAFFED, kendi ilkelerini gözeterek o parti ile kurumsal ilişki kurabilir. Ancak KAFFED’in bu partiye angaje olması düşünülemez.
-J.: Türkiye ölçeğinde en geniş, deyim yerindeyse kahir ekseriyeti kucaklayacak siyaseten karar alıp uygulayacak bir yapı olmalı mı? Olabilir mi?
-Ç.B.: KAFFED’in tüzüğü ve ilkeleri uzun tartışmalar sonucunda belirlenmiştir. Buna rağmen ulusal meselelerde federasyonun ortak bir tavır oluşturması zor oluyor ve derin ayrılıklar ortaya çıkıyor. Biz kendi örgütlenmemizi tabana yayalım ve çeşitli ulusal konularda toplumu bilinçlendirip farkındalığı artıralım, yeter. Aslında köy derneklerinden oluşan federasyonlar ve bu federasyonlardan oluşacak bir Kafkas dernekleri konfederasyonu, tam da sorunuza cevap teşkil edecek bir oluşum olurdu.
-J.: Dünya Çerkes Birliği’ni (DÇB) nasıl değerlendiriyorsunuz? 1997’de UNPO’da, Çerkeslerin XIX. yy’da yaşadıklarının sürgün ve soykırım olduğunu, Çerkeslerin çifte vatandaşlık ve tarihsel topraklarına koşulsuz dönüş haklarının olduğu kararlarının alınmasını sağlayan DÇB gerçeğinden hareketle kamuoyumuzda ‘2000 öncesi ve sonrası DÇB’nin iki farklı yanı oldu’ değerlendirmelerine katılıyor musunuz? Nasıl bir Dünya Çerkesleri Birliği/Uluslararası Birlik hayal ediyorsunuz? Diaspora merkezli birlik düşüncesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Ç.B.: KAFFED’in örgütlenme ilkeleri başlığı altında “KAFFED, diğer kurum ve kuruluşlarla ilişkilerinde kurumsallaşmaya önem verir, Kafkasya ve diasporadaki ilişkilerini kurumlar aracılığıyla yürütür” denmektedir. KAFFED olarak ilişkilerin legal kurumlar ile yürütüleceği kayıt altına alınmıştır. DÇB de bir legal kurumdur. Üstelik KAFFED öncüleri KAF-KUR/KAF- DER olarak DÇB’nin kurucu üyesiyiz.
2000’ler sonrası DÇB’nin duruşunda ve tarzında birtakım değişiklikler olmuş olabilir. Yakından ilgilenmediğim için DÇB ne kadar değişti çok fikir sahibi değilim ama bildiğim kadarıyla genel kurullara giden delegelerimiz serbestçe görüşlerini ifade ediyorlar. Delegelerimiz itiraz ediyorlarsa genel kurul itiraza konu o maddeyi genelde onaylamıyor ya da değiştiriyor.
Bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım. Yani bize bakalım… Diaspora değişti mi?
Sosyal medyanın gelişmesi ile birlikte, herkes bu mecralarda kendini rahatça ifade etme imkânına kavuştu. Ancak sosyal medya üzerinden herkese kolay ulaşılıyor olması ile birlikte de toplumun algısını yönetme ve topluma yön çizme konusunda çeşitli kurum ve gruplara da yeni olanaklar doğmuş oldu.
Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırması ile başlayan 2008 Rusya-Gürcistan savaşında Abhazya, Gürcistan kontrolündeki Kodor Vadisi’ni geri aldı. Savaş sonrasında da Rusya, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıdı. Bu durum Abhazya ve Osetya’yı Rusya ile müttefik bir blok yaparken Gürcistan ile birlikte hareket eden Batı, yeni bağımsızlığını kazanan bu iki cumhuriyete 90’lardan itibaren başlayan ambargoyu katılaştırarak uyguladı ve halen uygulamaya devam ediyor. Dahası, Gürcistan’ın bu bölgelerdeki hak iddiasını destekliyor.
Bu durumda KAFFED de kaçınılmaz olarak tavrını Abhazya ve Güney Osetya’dan yana belirledi. Diasporaya Gürcistan’dan yana bir yön çizmek isteyen Batı, diasporadan birkaç Çerkesi Gürcistan’a götürerek ağırladı. Soykırımı tanıma karşılığında diasporanın Gürcistan’ın arkasında hizalanması temin edilmeye çalışıldı. Gürcistan’ın soykırımı tanıması ise bazıları tarafından bir kazanım olarak nitelendirildi. Oysa Kafkasya’daki cumhuriyetlerin yüzyıllar sonra bağımsız bir devlet olarak tanınmasından daha büyük bir kazanım ne olabilirdi? Ayrıca Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya’yı yeniden ilhak etme fikrinden vaz mı geçmişti?
2014 Soçi Olimpiyatları öncesi KAFFED’in alacağı tavır ile ilgili ortak akıl oluşturmak üzere Bolu’da bir toplantı yapılmıştı. Orada birkaç kişinin muhalefetine rağmen genelin ortaya koyduğu görüş şu şekildeydi: “Biz diasporayı temsil eden en büyük örgütüz. Bu konuya duygusal yaklaşmamalı, halkın çıkarlarını öncelemeliyiz.” Karşı argüman ise şuydu: “Dedelerimizin kemikleri üzerinde spor yaptırmayız.”
O toplantıda genelde sessiz kalan zamanın KAFFED yönetimi bu slogan karşısında çoğunluğun görüşüne uyamadı ve halkın çıkarlarını önceleyemedi. Oysa spor, dostluk ve kardeşliği geliştirmek için yapılır bilirdik. Konuya böyle de yaklaşılabilirdi. Ayrıca KAFFED’in “Anayurt” ve “Kültür” ilkeleri başlığı altında “KAFFED, Çerkes dilleri ve kültürlerinin Anayurt Kafkasya’da oluşup geliştiğini kabul eder. Bu kültür varlıklarının ve özelliklerinin özgün biçimleriyle korunup, kendi iç dinamikleri ile geliştirilebilmesi açısından yaşamsal önemde olan Kafkasya’daki Cumhuriyetlerin gelişmesi ve kalkınmasını destekler, diasporanın Kafkasya ile en yakın düzeyde ilişki kurmasına özel önem verir ve özen gösterir” denmektedir. Olimpiyatların, yapıldığı bölgelerin kalkınmasına önemli katkılar sunduğu bilinir. Biz, olimpiyatlara karşı çıkarak KAFFED’in Kafkasya’daki cumhuriyetlerin gelişmesini destekleme ilkesini de çiğnemiş olmadık mı? Anavatanla ilişkilerimizi biraz soğutmadık mı?
2019 KAFFED Genel Kurulu öncesi o zamanki başkan adaylarından birinin en dikkat çekici vaatlerinden bir tanesi “Biz Kuzey Kafkasya’daki kurumlarla ilişki kurmayacağız, onun yerine muhalif figürlerle bağlantı kuracağız” idi. Oysa bu da federasyonun “KAFFED, Kafkasya’da yaşayan halkların iradelerine ve değerlerine saygılıdır. Kafkasya ve diasporadaki kuruluşların, içişlerine karışmama ilkesi temelinde birlikteliğini destekler” ilkesine aykırı idi. Aday, o seçimde kazanamadı ancak toplam oyun neredeyse yarısını almıştı. Oysa delegelerin bu ilkeden haberdar olması ve ezici çoğunluğun bu ilke doğrultusunda oy vermesi beklenebilirdi. Zaten bir sonraki seçimde aday çıkmadı ve o ekip yönetime geldi. Sonrasında da DÇB’den çıkma teşebbüsleri oldu. Genel kurulda buna müsaade edilmedi. Neticede Kayseri Kafkas Derneği federasyondan ayrıldı. Halbuki Kayseri Kafkas Derneği’nin kurucu üyesi, o zamanki başkanı ve aynı zamanda da onursal başkanı olan rahmetli Sabahattin Diyner, KAFFED’in kurulması ve ilkelerinin oluşturulması için en çok emek harcayan büyüklerimizden biriydi.
Federasyona kayıtlı dernek sayısı ve derneklere kayıtlı üye sayısı elbette önemli; ancak ondan önemlisi, bu üyelerin belli bir tüzük ve ilkeyi benimsediklerinin farkında olmalarıdır. Derneklerin ve KAFFED’in aldıkları/alacakları kararların tüzük ve ilkelerle çelişmemesi gerekir. Değilse iç tartışmalardan kurtulup yol alamıyoruz. DÇB’den çıkma tartışmalarından önce bir de isim değişikliği tartışması yaşadığımızı anımsatmak isterim. Federasyon kurulurken çeşitli hassasiyetler gözetilerek adı, “Çerkes Dernekleri Federasyonu” değil “Kafkas Dernekleri Federasyonu” olarak belirlendi. Çünkü federasyon bünyesinde Abhazlar da var ve özellikle Düzce/Adapazarı bölgesinin Abhazları, Çerkes ismine itiraz ediyorlardı. Orada yerleşik bir kültür olarak Abhazlar Abhaz, Adigeler ise Çerkes olarak bilinir. Bu durum değişmedi ve değişmeyeceğine göre ve dahi zorla isim dayatması olamayacağına göre ne oldu da birden isim değişikliği fikri ortaya çıktı? Eğer federasyon bünyesindeki Abhazlar ayrılsın isteniyorsa bunu isteyenler kuruluş ilkelerini çiğnemiş olmuyorlar mıydı? Bu arada şunu da belirtmek isterim; ben de bir Abhazım ve benim memleketim Tufanbeyli’de (Adana-Maraş-Kayseri Çerkeslerinin kapsamı alanında bir bölge) Kuzey Kafkasya halkları; Abhazı Abhaz, Abzehi Abzeh, Kabardeyi Kabardey, Çeçeni Çeçen bilir, söyler. Kafkas halkları dışındakiler bu detaylara hâkim değildir, diaspora insanlarımızın tamamı onlar için Çerkestir. Yani kişisel olarak benim Çerkes ismine itirazım yoktu; ancak isim değişikliği olsaydı federasyon ve derneklerinden ayrılacak Abhazlara ben de katılacaktım. Neyse ki o mesele, bizim dışımızdaki başka gelişmeler yüzünden tamamen gündemden kalktı ancak tüzüğümüzü, ilkelerimizi, duruşumuzu önemseyip üyelerimizde farkındalığı artırmadığımız sürece yeni yeni konularda birtakım tartışmalar sürekli patlak verecektir.
Bildiğiniz üzere, “İçişlerine karışmamak ve anavatan cumhuriyetleri ile iyi ilişkiler içinde bulunma” ilkesinin aksi tarafında konumlanan dernekler de mevcut. Farklı görüşlere sahip bu kadar çok derneğin ve platformun olduğu bir ortamda biz kendi çizgimizi netleştirip o çizgiye sadık kalmalı, yalpalamamalıyız. KAFFED, aleyhine yıkıcı bir rekabete girmeyen diğer derneklerle iyi ilişkiler içinde olabilir ancak o derneklerle KAFFED derneklerinin ilkesel farklılıklarının tabana iyi anlatılması gerekir. Çünkü toplumda bir kafa karışıklığı söz konusu ve bu ortamda bu karışıklık gittikçe artacaktır. KAFFED, 80 öncesi idealist ve üretken dernekçiliğin oluşturduğu geleneğin devamıdır. Diasporada makulü ve ortak aklı temsil etmektedir ve bu sayede de diasporanın en büyük örgütüdür. Makul olandan uzaklaşılırsa bundan toplum da derneklerimiz de zarar görür.
Son olarak, bir yanlış anlaşılmaya yol açmamak için belirtmek isterim ki Abhaz Dernekleri Federasyonu’nu, bizim dışımızdaki diğer diaspora federasyonlarından ayrı bir yere koyuyorum. Bu federasyon kendi özel koşullarında, kendi iç dinamikleri ile kurulmuş bir kurumdur. KAFFED’den sonra kurulduğu ve birtakım ayrılıklar yaşandığı için tartışmalar oldu ancak temel konularda, özellikle anavatanla ilişkiler konusunda aramızda bir anlayış farkı bulunmuyor. Ne yazık ki konfederasyon çatısı altında güç birliği oluşturmak için en az üç federasyon gerekiyor; ancak en azından aradaki iletişimi sağlayacak ortak bir platform kurabiliriz ve ulusal konularda işbirliği yapabiliriz.